Afet bir kız ismi değildir, sakın yanılmayın!…
Bulaşıcı olana salgın, esti mi gürleyene kasırga, ne yi var ne yi yok önüne katana sel, salladı mı devirene deprem, bir kıvılcımla varı yoğu cehenneme çevirene yangın, yükseklerden sökün edip gelen heyelan, zirvelerden yuvarlanan kara çığ, dizi dizi çarpışan otolara kaza, barış ortamını bozana savaş denir ki, hepsinin adı da tektir..
Afet!
Afet olursa felaketler peşi sıra gelir. Mesela; sağ kalanlar için kurtulmak vicdan azabından beterdir, sahipsiz kalanın akıbeti karanlıktır, yıkılan binalarda binlerce can yitip gider, onca yaşanmış anıyı da birlikte sürükler, kelleşen doğayı yeniden kazanmak zordur, yeni neslin rızkı göz göre göre çalınırken iş bilmez bir kaçı yüzünden paralar çarçur olur, yaşam umudu kalmayanlar için tek çare kaçmaksa eğer, tehlikelere aldırmadan başka yurtlara göç ederler ki, ölüm akbaba gibi kol gezer.
Ülke afetle yaşamaya alışmalı diyenler için; ateşten gömlek giyse belli etmez, kan kussa kızılcık şurubu içtim der, Halk Sağlıkçıların basın açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.
Ayrıntılara bakalım….
COVID-19 salgını hala devam etmektedir.
Kullanımda olan inaktive aşı (CoronaVac / Sinovac), mRNA aşısı (Comirnaty / Pfizer-BioNTech) ve adenovirüs aşısı (Sputnik V) COVID-19 hastalığına karşı korunmada etkin ve güvenlidir.
Toplumsal bağışıklık düzeyi için tüm yaş gruplarında en az %70’lik bağışıklama oranına çıkılmalıdır.
E-nabız ve MHRS sistemleri üzerinde 4. aşı randevusunun açılması büyük bir karmaşaya neden olmuştur.
Bu tür yanlış kararlar toplumda var olan aşı kararsızlığını daha da artıracak, halkın ve bilim insanlarının Bakanlığı’na olan güvenini sarsacaktır.
4.Doz aşı önermek yerine; eldeki aşıların, hiç aşı olmamış kişilerin hızla aşılanması için kullanılması ve toplumdaki en az iki doz aşılı kişi sayısının hızla artırılması uygun olur.
Salgını kontrol altına alınana kadar; aşılama, maske, mesafe, hijyen uygulamaları yanı sıra kapalı alan havalandırılmasına özen gösterilmelidir.
Ülkemiz bir yandan yangınlarla kavrulmaktayken öte yandan sellerle boğuşmaktadır.
Ortalama değerlerin üzerinde seyreden yağışlar ve sıcaklıklar felaketlere yol açmakta, yaşanan bu felaketlere iklim değişikliği neden olmaktadır.
Yönetim, iklim değişikliğini önleyici politikalar konusunda son derece yetersizdir. Hala kömürle çalışan santraller inşa edilmesi, betonlaşma, madenler için ormanların yok edilmesi, hidroelektrik santrallerin yapılması tam hızıyla devam etmektedir.
Ekolojik dengeyi alt üst eden Karadeniz sahil yolu inşası, yanlış tarım politikaları, çarpık kentleşme, dere yataklarına yapılan binalar, sel ve toprak kaymalarının insan eli ile oluştuğunu göstermektedir.
Tüm Afetler Önemli Bir Halk Sağlığı Sorunudur…
Kamu Oyuna Saygı İle Duyurulur…..
(Not:COVID-19 Pandemisinde Güncel Durum Ve Bağışıklama - HASUDER COVID-19 AŞILAMASI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI - HASUDER SELLERLE İLGİLİ BİLGİ NOTU - HASUDER Orman Yangınlarının Halk Sağlığına Etkileri Ve Çözüm Önerileri Hakkında Bilgi Notu - HASUDER)