21-22 Şubat’ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi tarafından Pamukkale Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “EGEKAF 24” etkinliği yoğun katılımla son buldu…
Etkinlik, üniversitenin haber postasına düşer düşmez içimi bir heyecan kapladı….
Yetenek kapısı linkine tıklayıp kayıt oldum. Bilmez bilmez QR kodu oluşturdum. Sonrasında hayli yoğun geçecek fuar programına odaklandım…
“EGEKAF 24” sitesine şöyle bi göz atarken, çocukluk anılarım canlandı. İzmir fuarı ve onun bir ay devam eden olağanüstü çoşkusuna alışığım aslında. Ama yok, bu kez apayrı bişey vardı….
Fuar denilince, üretim ürünlerinin, örneğin halı kilim, ev tektili, otomobil yedek parçası, vs pazarlık payı bırakan taliplisi ile buluşması gelir aklıma. Izmir’den anımsadığım şeyler arasında, yurt dışı bağlantılı firma katılımları, adını bilmediğin ülkelerden gelenlerin tanıttığı lezzetler, bi de olmazsa olmazımız “sahnesi güçlü santaçıların yeri göğü inleten sahne performansları gelir…
EGEKAF 24 girişi kolay olmadı…
Kapıda QR kodum var mı yok mu soruldu, tepeden tırnağa arandım. Vee sonunda 25 .000 m2 oturma alanı, 83.000 m2 kapalı alana sahip modern görünümlü “Nihat Zeybekçi Kongre ve Kültür Merkezi” fuar alanındaydım…
İlk karşıma çıkan, ne tesadüf, “Cumhuriyetin 100 yılında (Dünyada ve Türkiye’de) Tütün Kontrolü ve Dumansız Kampüs Uygulamaları” konulu sempozyum etkinliğimizde afiş ve tasarım konuusunda bana yardımcı olan “Emir Ersöz” dü….
Boynuna attığı geniş açı objektifi görünce Atatürk köşesi önünde poz vermek istedimse de hemen kayboldu kerata!….
Salon ışıkları gözümü alırken, enine boyuna yüksek boşluk başımı döndürdür… Kendimi Pamukkale Üniversite protokolünün hazır bulunduğu portakal soyma yarışmasının tam ortasında buluvermiyeyim mi?…
Sayın rektörümüz Ahmet Kutluhan’ın Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığının kameralarına açıklamay yaparken “Portakal soymakta neymiş canım demeyin, işinizi en iyisini yapmayı isteyin” sözleri büyük alkış topladı benden söylemesi…
Yukarıda 3 büyük, aşağıda 11 orta büyüklükte salon ve 4 atölye programları arasında kendime uygun iki program seçtim…
İlk gün S2 salonunda, “Özel Hastane Yönetici Hekimleri” ile şöyleşi programına dahil oldum…
Prof.Dr.Murat Özban’ın kolaylaştıcılığında, sayın Dr Rıdvan Erdemir( Özel Sağlik Hastanesi), Sayın Dr.Uğur Kulalı (Özel Denipol Hastanesinden), sayın Dr. Kemal Tekden (Özel Denizli Tekden Hastanesi), sayın Mustafa Üstek( Denizli Özel Egekent Hastanesi), genel müdürü sayın Işıner Satoğlu(Özel Denizli Cerrahi Hastanesi ) konuşma yaptılar…
Üniversitenin unutulmaz isimlerinden Necmi hoca(Özdemir) ile birlikte en ön sıradan pür dikkat dinledik….
Dr. Erdemir’in “ilk olmak her zaman zordur ”sözü, Dr. Kulalı’nın ilk hastane açılışında çok tedirgindim paylaşımı, Dr Tekden’in özel hastane serüveninin Kurtuluş ve Diriliş dizileri ile zirveye taşınması, Üstek’in “karlı yatırım olarak gördük sektöre girdik açıklaması”, Şatoğlunun hasta hasta aramızda olması bende iz bıraktı….
Dr. Kemal Tekden’i ise sonrası için aklıma yazdım….
İkinci gün N1 salonunda Pamukkale Üniversitesi akademisyenlerinden “Radyolojide Yapay Zeka (Doç. Dr. Vefa Çakmak), “10 soruda Alkol ve Madde Bağımlılığı (Doç. Dr. Tuğçe Uğurlu)” , “Temel Yaşam Desteği ve İlk Yardım (Doç.Dr. Murat Seyit)” sunumları oldu…
Konu bağımılık olunca aldım elime mikrofunu, salonda olan gençlere tütün endüstrisinin elektronik sigara tuzağını, gençler üstünden oynan oyunları, sırf bu yüzden dumansız kampüs uygulamasına duyulan gereksinimi, aslında bağımlılığın sigara ile başladığını, anlatımda anlatım….
Duymayan kalmasın!…
Bu ülke;
Bağımlılık kıskacına düşmeyen gençlere,
Tütün endüstrisinin oyunlarına dur diyen gençlere,
Sigaraya hayır demeyi bilen gençlere,
Velhasıl kelam, “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” gençlere ihtiyaç duyuyor….
İşte bu yüzden, yerinizde olsam kariyerime “sigarasız” başlarım” gençler…