İnsanlar için en zor şeylerden birisi yanlışların arasına karışmış doğruyu bulmaktır. Deneme yanılma metodu çare olmuyor. Çünkü ömür çok kısa bazı denemelerin de bedeli çok ağır oluyor. Doğruyu bulmak için eskisinden daha çok kafa yormak gerekiyor.
Ev araba alırken, iş kurarken evlenirken bütün detayları düşünmek gerekiyor. Ani ve hevesle karar verip doğru olan bu dediğinizde çoktan dönülmez yollara girmiş oluyoruz. Maddi hatalarımız maddi kayıplara yol açar. Araba arızalı, ev kullanışsız çıkabilir yanlış bir yatırımda para kaybedebiliriz. Fakat manevi hataları telafi etmek çok zordur. Şeytan bizi yanlışa götürür biz onu dost zannederiz gerçeği anladığımızda ecel gelmiştir geri dönemeyiz. Kuranı Kerim’de “Kim Allah’ın kitabını görmezden gelirse onun yanına bir Şeytan takılır ona yakın bir arkadaş olur. Onun doğru yola girmesini engeller. Fakat o kişi kendisinin doğru yolda olduğunu zanneder”Zuhruf36 buyruluyor. Burada kitapla sürekli bağlantı çok önemlidir. Kuranı Kerim’in en önemli özelliği hatırlatıcı olmasıdır. Siz iyi bir insan olduğunuzu zannedersiniz namazınız orucunuz tamdır fakat altı delik bir su kovası gibi kazandıklarınız hep akar gider. Şeytan arkadaşınız olmuştur düşüncelerinizi o idare ediyordur fakat sizin haberiniz olmaz. Zulmediyor haram yiyorsunuzdur fakat bunları sevaba giriyorum diye yaparsınız. Her gün düşünerek anlayarak okuduğumuz Kuran bize verdiği özel mesajlarla yanlışlardan dönmemizi sağlayacaktır. Günlük 2-3 sayfa okumak yetecektir. Evvela şeytana nasıl kanıyoruz bunun çözülmesi gerekiyor. Bir Alime Şeytan der ”Herkesi kandırabilirim en akıllı insanları bile aldattım. Kuranı ve peygamberi inkar ettirdim.” Alim insanların aldanma nedenlerini şöyle anlatır. “Aldatabilirsin çünkü uzak mesafeden hakikate bakanlar sana inanır. Uzaktan bakan insan güneşten büyük bir yıldız için bir mum kadar diyebilir. Hem yüzeysel ve art niyetle hakikate bakılınca imkansız bir şeye olabilir dersin. Hakikat seni fazla ilgilendirmiyorsa civciv yumurtadan kendi kendine oluyor diyebilirsin. Bazen de lakayt kalmakla yani ilgi alanına girmeyen konularda çabuk aldanırsın. Aklını yormazsan inkar çok basittir. Bu ince konuları düşünmeyelim düşünürsek rahatımız bozulur. Bana bu konulardan bahsetmeyin“ diyerek bir nevi hakikatten kaçmakla aldanırız. Allah’ın sanatlarının yanından geçersin ama görmezlikten gelirsin. Ayrıca gaflet duygusu, fikir sapması, inad, safsata hissi, kibirli olmak alışkanlıklar, toplum baskısı, örf adet, gelenekler hakikati görmemizi engeller. Mekke’deki müşriklerin hatta peygamberimizin amcasının bile iman etmeyip inkar etmelerinin nedeni atalarından gelen ezberlenmiş inançlar olmuştur. Örf ve adetlerden yanlış bile olsa vazgeçmek bir bağımlının durumu gibi çok zordur. Ancak ağır bir ameliyatla tedavi olabilirsin. Bazen bir şok gerekir. Büyük bir kaza, hastalık, bela ani gelen bir sıkıntı bizi kendimize getirir. Kuranı Kerim’de şeytanın önce insana inanma deyip inkar ettirince de ben senden uzağım ben Allahtan korkarım deyişi anlatılır.haşr16.Evet şeytanla uğraşmak, hakikati bulmak ve hakikati muhafaza etmek kolay değil. Bilhassa modern hayata uyum adına çoğu düşüncelerden taviz vermek zorunda kalıyoruz. Önce hareketlerimiz sonra inançlarımız değişiyor. İnandığımız gibi yaşamayınca yaşadığımız gibi inanmaya başlıyoruz. Bu konuda Bediüzzamanın tavsiyesi ise rabıtaı mevt dediği bir düşünce formatı. Kendi ölümümüzü, hesap vermeye gideceğimizi, hayatın kısa bir imtihan yeri olduğunu düşünmek. Yani kabri düşünmek, yakınımızda hayatını kaybedenlerden ders almak sıra bana geliyor diyebilmek. Hayatı iş güç olarak terk etmeden kalben terk etmek. Çünkü maddi beklentiler kalbe girerse çıkması çok zordur. Evet dengeli bir hayat yaşamak zorundayız yoksa nefsimiz şeytanı dinlemeye hazır. Endişeyi bırakmayalım ki sonumuz acı olmasın.
Bediuzzaman “Evet insan aldanır bende böyle bir dessasa-sinsi hilekar-aldandım” der. Tabi büyük insanlarda kendi makamlarına göre aldanmışlar. Bizler inşaallah düz yoldaki işaret levhalarına uyarsak kaza yapmadan hayat yolculuğunu tamamlayabiliriz. İşaret levhamız Kuranı Kerim’dir. Peygamberimizin vefatında Hz Ebubekir “telaşlanmayın yanımızda Allah’ın kitabı var “demiştir. Yeter ki bağımızı kitabımızdan koparmayalım.