Herkese merhabalar. Kış aylarında olmamız nedeniyle olacak ki yine içimizi ısıtacak bir konuyla geldim.
Çay, tüm dünyada sudan sonra en çok tüketilen içeceklerin başında gelir. Dünyanın en çok çay tüketen ülkesi olarak çay, günün her saatinde bizledir. Türk halkı için çayın ayrı bir önemi vardır, çay keyfi özeldir. Soğukta üşüyenin içini ısıtır, yazın sıcağa dayanamayanın hararetini alır, ikindi buluşmalarının bir numarasıdır, kahvaltı masasında başköşede yer alır, simidin en iyi arkadaşıdır. Tavşankanı demli çay her zamanki popülerliğini koruyor ama son yıllarda bitki ve meyve çaylarıyla yeşil çay da çok fazla hayatımızda yer almaya başladı.
SADECE RENKLER Mİ FARKLI?
Beyaz, yeşil ve siyah çay aslında aynı bitkinin yaprağı, yani hepsi de “camellia sinensis” isimli bitkiden elde edilir. Bu bitkinin yaprakları toplandıktan sonra hızlı şekilde kurutulmaya geçilmezse oksidasyon başlar. İşte bu aşamada çay çeşitleri ortaya çıkar. Yeşil çayda oksidasyona izin verilmez böylece yapraklar yeşil kalır.
Çayda çok farklı yapıda ve özellikte bileşikler bulunur. Bunların başlıcaları: Enzimler, polifenoller, alkoloidler, azotlu bileşikler, karbonhidratlar, pigmentler, vitaminler, organik asitler, mineraller. İçerik olarak birbirine benzeyen içecekler olan yeşil ve siyah çaylar, anti-oksidan etkilerini farklı biyolojik maddelerle gösterir. Yeşil çayın yüzde 20-40’ı polifenollerden oluşur ve bunun da yüzde 60-80’i kateşinlerdir. Ayrıca, kateşinler yeşil çaya kanser karşıtı özelliğini kazandırır.
SIFIR KALORi
Şekersiz tüketildiği zaman çayın kalorisi sıfır. Böylece kilo kontrolüne yardımcı olur ve zayıflama programlarını destekler. Ayrıca içeriğinde L-teanin ve düşük miktarda kafein bulunur. Bunlar, bireyin zihinsel uyanıklığını artırmaya katkı sağlar.
Bu hafta çay içtiğinizde beni hatırlayın. Herkese sağlıklı, keyifli bir hafta diliyorum. :)