Geçtiğimiz pazar günü ölenlerin sayısında patlama yaşanmış. Tam 39 kişinin bu dünyadan öteye transfer olduğu haftasonunda zor durumda olanlar da vardı.
Oturtuğumuz binada yalnız yaşayan adını Türkan diye bildiğimiz fakat, bugün defnedilenler listesine baktığımızda Sultan olduğunu öğrendiğimiz 79 yaşındaki teyze, ölmeyin dediğimiz günde yani Pazar günü vefat etti.
Her pazar böyle midir bilemeyiz ama bu pazar zor durumda kalanlar şunlardı:
En çok ihtiyacı olduğu zaman yanında kimse olmayan Sultan teyze, kimse bilmiyor belki de bir bardak su içse iyileşecekti.
Zor durumda olanlardan biri de kapıyı açtığında cennetin ayaklarının altında olduğunu bildiği annesini sessizce, yatar vaziyette gören oğlu Barış,
Bir diğer kişi ise 39 adrese ölüm raporu vermek için tek tek dolaşan bayan doktorun işi, lafı uzatmayayım asıl varmak istediğim nokta burası, cenaze sahiplerinin ağzıyla konuşayım. "Bir milyonluk şehirde pazar günü bir tane mi nöbetçi doktor olur. Doktor gelmeden dokunamıyoruz. Cenazemizin sadece ağzını kapatmışlar. Ayaklarını bile birleştiremiyoruz. Saat 13 gibi vefat ettiği anlaşılan cenazemizin ölüm raporunu verecek doktordan, koca Denizli'de sadece bir tane olması nedeniyle bekliyoruz."
Bir milyonluk Denizliye en azından 2 veya 3 tane doktor olamaz mı? Olsa iyi olur, çünkü yaz günü cenazeler sıcağa dayanamıyor. Hemen etrafa koku saçmaya başlıyor. Bir an önce defin işlemlerine geçilmeli dediğinizi duyar gibiyim.
Denizli il Sağlık Müdürlüğü'nden ricamız, 'pazar günü ölmeyin' yazımızı dikkate almaları...