6 Şubat gecesi yaşanan depremle birlikte sadece evler, binalar değil hayallerimiz, ümitlerimiz de karanlığa gömüldü.
Oysa ne güzel başlamıştık, kar yağıyordu bütün mikroplar ölecek, havamız temizlenecekti, karın beyazlığıyla dünyamız ağaracaktı. Bir gecede karanlığın dibini gördük.
6 Şubat gecesi yaşanan depremle birlikte sadece evler, binalar değil hayallerimiz, ümitlerimiz de karanlığa gömüldü. Millet olarak biz bunu çok yaşadık. Bu ağır yükün altından çıkabildik. Ama bu tarifi mümkün olmayan travmayı atlatmak mümkün olmayacak.
Aciz, zayıf insanlar olarak bizim elimizden bir şey gelmiyor. Hayatları, sevdikleri, yuvaları mahvolan insanların yarasını sarmak için keşke orada olabilseydik, bir meydan ateşi yakıp yüreği yanan insanların üşüyen bedenlerini ısıtabilseydik. Üstümüzden montumuzu çıkarıp bir insana giydirebilseydik. Ama elden birşey gelmiyor maalesef.
Bari birkaç damla gözyaşı döküp Allah'a yalvaralım. Her şeye gücü yeten Allahım biz senden başkasına ne belimizi büktük, ne de yardım istedik. Dünya kadar günahımız var ama başka gidecek kapımız yok bahtına düştük, bahtına düştük bize ancak sen yardım edersin.
Evladını, anasını babasını, yakınını, arkadaşını, dostunu depremde kaybetmiş yüreği yanan insanlara sen ferahlık ver. Orada olmayıp da uzaktan o yaralı insanlar için üzülen, gözyaşı döken, boğazı düğümlenen insanlara da sen yardım et. Bizim, insanlar olarak kendimizi bir şey zannedip, şucu bucu, bizden veya bizden değil diye ayırdığımız insanlarımızı sen ayırma Allahım. Söz veriyoruz biz de ayırmayacağız bundan sonra. Yaratılan herkesi yaratandan ötürü seveceğiz.
Sen insanlarımızı bu karanlıktan kurtar, genişlik ver. Senin katında en kıymetlilerin olan Peygamberlerimizin hatrına, saçı ağarmış beli bükülmüş büyüklerimizin hatrına, henüz hiç bir şeyden haberi olmayan tertemiz çocuklarımızın hatrına, yarattığın bütün canlıların hatrına bizi bu karanlıktan, yürek yangınından kurtar.
Eğer bizim günahlarımızın, hatalarımızın bu felaketlerde en ufak bir katkısı varsa, hepsinden tövbe ettik. Kılmadımız namazlarımızı da kılacağız sana söz. Ne olur bahtına düştük. Bahtına düşkük...
Bu yazıyı kimseye yazmadım, kimseye mesajım yok, duyar kasmaya çalışmıyorum, üstüne alınmasın kimse, iç dünyamı yazıya, tek yapabildiğim kelimelere döktüm.
Depremde yüreği yanan insanlara, can kaybetmiş, sevdiğinden yakınından haber alamayan insanların bir nebze de yanında olan olmaya çalışan, keşke elimden bir şey gelseydi de şunu yapsaydım diye niyetlenen herkesten Allah razı olsun.
Yeterli veya yetersiz elinden geldiğinde insanların yardımına koşan görevlilerimizden Allah razı olsun.
Görevini yapmayan, işini düzgün yapmayan, bu işten rant sağlamayan çalışan, üzerine düşeni yerine getirmeyen kim varsa onlara da bir şey yapmak elimizden gelmiyor. Onları da Allah'a havale ediyoruz.
Allah'a emanet olun...