Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turu önümüzdeki Pazar günü gerçekleşecek. Her zaman olduğu gibi son sözü, vatandaş sandıkta söyleyecek.
14 Mayıs'ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde ne oldu? Mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49.5 ile seçimi önde bitirdi fakat çoğunluğun oyunu alamadığı için seçim 2. tura kaldı. Seçim sonuçları açıklanmaya başladıktan sonra sonuçlarda manüplasyon olduğu yönünde tartışma yaşandı. Erdoğan'ın oyları her zaman olduğu gibi yüksekten açıklanmaya başladı. Daha sonra yavaş yavaş yerine oturdu.
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kanadı burada biraz da kendini eleştirmeli, kamuoyuna seçim sonuçları ile ilgili herhangi bir veri sunamaması seçime gerektiği gibi hazırlanılmadığını gösterdi. Onu bırak Denizli'de sandık görevlilerinin isimleri zamanında YSK'ye verilmediği için çok sayıda sandıkta CHP temsil edilemedi. Muhalefet olarak sen bir sonuç sunamazsan, iktidarın dediğini kabul etmekten başka şansın yok. Yok ajans verecekmiş, parti olarak sen bir veri sunamadın kamuoyuna.
Sandıklarda görevli gönüllülerinin hakkını teslim etmek lazım, mesela benim gördüğüm Denizli'de Hacı Halil Bektaş Okulunda sandık başında duran gönüllü vatandaşlar sonuçları ıslak imzalı tutanağa varıncaya kadar parti merkezlerine aktardı. Sıkıntı yerelde değil, bu sonuçları alt alta toplayıp veri olarak açıklayamayan merkezde...
Bir şansınız daha var, 2. turda sandıklardan gelen ıslak imzaları alt alta koyup toplayıp kamuoyunu bildireceksiniz. Yoksa sizi destekleyen Türkiye'nin yarısını temsil edemezsiniz. Milletin ümidini hüsrana dönüştürürsünüz.
Gelelim iktidar kanadına, siz de iktidar sarhoşluğunu, koltuk bağımlılığını bırakıp ciddi bir şekilde çalışmanız lazım. Parti il başkanları, milletvekili adayları oyları kullanırken fotoğraf çektirip paylaşmayı biliyorsunuz ama... Ondan sonrası yok, vatandaş sizi televizyonlarda bulamıyor zaten, bari partinizin resmi sosyal medya hesaplarından seçmeninizi bilgilendirin. İç Anadolu'dan gelen oylarla Ege'de artistlik yapmayın. Denizli'de 5 puanlık fark yediniz. Yönetim olarak sizin de yine ülkenin yarısı kadar oy veren seçmeninizi en iyi şekilde temsil etmeniz gerekiyor.
Vatandaşın hiç suçu yok, kimse bir başkasına suçlama yapmasın. Bizler Denizli'de hepimiz hemşehriyiz. Siyasi görüşümüz farklı olabilir ama sevinçte de, üzüntüde de beraberiz biz. Başımıza bir hal geldiğinde ilk önce komşularımız koşmaz mı? Siyasi görüşümüz ne olursa olsun cenazemize, düğünümüze komşularımız hemşehrilerimiz gelmiyor mu? Onun için kimseyi kırmaya değmez. Bir seçimde senin partin kazanır, diğerinde komşunun partisi. Sen ne kadar vatandaşsan komşun da o kadar vatandaş.
Sonuç ne olursa olsun milletimiz için hayırlısı olsun. Sandık başına gidip oyumuzu kullanmayı ihmal etmeyelim. Seçim geçtiğinde vatandaşa söz verenlerin, vaadlerini gerçekleştirmeleri için elimizden gelen baskıyı yapmalıyız.
Bu arada, Nasreddin hocanın fil hikayesine dönmesin iş. 'Gazeteci bunu da yaz' deyip, bizi öne sürüp sessizliğe bürünme, elinden geleni yap, yorum yap, beğen, paylaş. Bu işler böyle oluyor. Yoksa gazeteci 'Don Kişot' gibi kendi çalıp kendi oynuyor.