Hareketli bir haftanın ardından sizlerleyim. Neler oldu neler bitti hepimiz yaşadık ve anlam veremedik diye düşünüyorum.
Çünkü çok anlamsız olaylar yaşandı. Meral Akşener bir hışımla masadan kalkıp ateş püskürdü, sonra deyim yerindeyse kuzu kuzu geri dönüp tiyatroya devam etti. İkna olması için de iki belediye başkanının cumhurbaşkanı yardımcısı olmasına baktı. Öğretmen kimliğimle bu olaya baktığımda öğrencilerimi bile bu kadar hızlı ikna edemem. Küçücük çocuklar ancak onlar bile bu kadar hızlı ikna olmazlar. Bu konu hakkında bir küçük teorim var. Ancak sadece yaşananlara bakıp çıkarttığım bir şey kesin bir durum söz konusu değil. Sadece bir bakış açısından ibaret.
CAMBAZA BAK OYUNU SAHNEDE
İlk olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışıyla bir kuşku aklıma düştü. Ben hayatımda bu kadar amatörce bir gündem yaratma ne okudum ne yaşadım. Mecliste “sosyal medya yasası” veya “sansür yasası” olarak bilinen yasa tasarısı konuşulacakken ve halk hem baskıdan hem de ekonomik olarak bunalımdayken birden konu başörtüsüne geldi. Güçlü olduğu alandan gündeme girmek varken en zayıf olduğu yerden gündeme girdi hem de hiç olmadık zamanda. Ekonomi gündemden düştü, sansür yasasına muhalefetten (6’lı masayı kast ediyorum) doğru dürüst tepki bile gelmedi ve yasa meclisten geçti. Bundan önce zaten Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na “yeter ki sen aday ol ben senin yanındayım” demesi de var bunu da aklınızda tutun şimdi. Daha sonra herkesin bildiği depremle birlikte tüm Türkiye yasa ve acıya boğulduk. Bu depremle çoğu siyasetçinin ve yöneticinin ne kadar liyakatsiz ve suçlu olduğu yüzümüze bir daha çarptı. İnsanlarımızı resmen göz göre göre bir afete kurban verdik. Bütün gündem deprem ve depremzedeler iken birden yine çok saçma bir gündeme sürüklendik. Meral Akşener, bir kararla köprüleri yakarcasına masadan kalktı. İlk başta haklı gibi gözüküyordu lakin sonradan haklılığının da pek bir kıymeti kalmadı. İlk olarak önceden masada aday belirleme için söylenen “bir lider bile itiraz etse o kişi aday olmayacak ve başka aday üzerinde konuşacağız” sözü aklıma geldi. Madem bir itiraz vardı neden Akşener üzerinde baskı kuruldu? Neden Akşener bu baskıyı kabullenip masadan kalktı? Neden tekrar geri dönüp aynı adaya ikna oldu? Neden olduğunu söyleyeyim: Çünkü Cumhur ve Millet ittifakları depremde enkaz altında kaldı. Bu yüzden de bize cambaza bak oyunu izlettiler. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun adaylığını gözünüzde daha da belirgin hale geldi mi? Siyaset tiyatrosunun figüranları da oyunu da değişmemesi için yine eski yüzlerle yeni bir seçim dönemine sokuluyoruz.
EKŞİ SÖZLÜK’E ERİŞİM ENGELİNİN PERDE ARKASI
Tüm bunlar yaşanırken erişime engellenen Ekşi Sözlük için çok demokrat ve özgürlükçü (!) Kılıçdaroğlu herhangi bir çalışma yaptı mı? 1 milletvekili tutuklandığı için Ankara – İstanbul arası yürüyen, İstanbul il başkanı ceza alınca mitingler yapan, her fırsatta Demirtaş ve Kavala’ya özgürlük diye bağıran özgürlükçü liderimiz nedense tüm halkın sesinin kısılması için hiçbir girişimde bulunmadı. Şimdi 3-4 kişinin özgürlüğü tüm halkın haber alma hakkından daha mı değerli yoksa biz mi değersiziz? Size ateş püsküreceğimizi bildiğiniz için sesimizi kesmeye çalışıyorsunuz hepimiz farkındayız. Cumhur ve Millet ittifakı el ele vermiş bizim sadece cambaza bakmamızı istiyor. Siz de biliyorsunuz ki eğer Ekşi Sözlük yazarları bir konuyu gündeme taşırsa size gelecek tepkiler daha da büyüyecek. Böylece Kılıçdaroğlu’nun adaylığı da riske girecek Cumhur ittifakının iktidarı da zedelenecek. Tüm bu tiyatro sergilenirken bu yüzden Ekşi Sözlük’ün sesi kesildi. Bu yüzden iktidar muhalefet bizim tarafımızda da değil bizim için de çabalamıyor. Konu ne zaman halka gelse hemen gündemi bu yüzden değiştiriyorsunuz. Çünkü bizi önemsemiyorsunuz ve biz ölüyoruz…