Dere tepe, dağ taş dolaşmayı çok seven tek gözlü bir adam
varmış. Yürür gider, gider yürürmüş.
Bir gün uzaklarda renkleri karmakarışık bir köy
görmüş; alacalı bulacalı garip bir köy.

Yaklaşmış köye doğru. Yolları bir tuhaf, evleri bir tuhaf,
insanları bir tuhafmış köyün. Köyün içine girince anlamış
meseleyi. Körler köyüymüş burası.

Kadınların, erkeklerin, çocukların velhasıl
herkesin sımsıkı kapalıymış gözleri.
Gezgin tek gözlü adam karar vermiş burada yasamaya.
"hiç değilse benim tek gözüm var" diyormuş.
"körler ülkesinde şaşılar kral olur derler.
Ben de bunların başına geçer yaşarım"diye düşünmüş.


Körlerin gözleri yokmuş ama elleri, kulakları, burunları çok hassasmış.
Kendilerine göre kurdukları bir düzen içinde yuvarlanıp gidiyorlarmış. Adam şaşkın hallerine bakiyomus onların. Yürümeleri, konuşmaları doğrusu başka türlüymüş.

Bir gün körlerden biri ötekilerden birinin malını çalmış. Sadece tek gözlü adam görmüş bunu. Bağırarak ilan etmiş "filanca! Falancanın malını çaldııı!"

Körler; nerden biliyorsun ki demişler, o kadar uzaktan duyamazsın ki?
Ben duymadım, gördüm demiş adam. Gözüm var benim,
görüyorum...
Körler göz diye, görmek diye bir şey bilmiyorlardı.
Uzun zaman içinde çoktan unutmuşlar bu hissi.

Ne demek görmek, demişler. Nasıl görüyorsun yani,
duyulmayacak mesafeden anlayabiliyor musun ne olup bittiğini?
Anlıyorum tabi demiş adam.
İnanmayız, imtihan edeceğiz seni demişler.

Adamı almış dikmişler. Tecrübeleriyle eminlermiş ki o
uzaklıktan hicbisey duyulamaz. Anlat bakalım demişler, biz simdi ne yapıyoruz?

Adam anlatmış:
oturuyorsunuz, kalkıyorsunuz, koşuyorsunuz, yemek
yiyorsunuz, şu sunu yaptı, bu bunu yaptı falan...
Derken körler bir evin içine girmişler, bağırmışlar.
"hadi anlatsana..."içeri girdiniz,
-göremiyorum ki demiş adam.

Ne olmuş yani içeri girdiysek, elli santim fark
var, anlat hadi anlat demişler.
Arada duvar var ama demiş adam, göremiyorum...
Körler, sen atıyorsun demişler. Deminki tesadüftü,
bak simdi bilemiyorsun...

—Çıkın dışarı şöyleyim demiş adam.
Bu kadar mesafeden duyduktan sonra ha içerisi ha
dışarısı demiş körler.
"Ama ben duymuyorum, ben görüyorum " diyormuş adam.
Öyle şey olmaz demişler. Sende bir sorun var.
Saçmalıyorsun, acayip şeyler
söylüyorsun. Hekime muayene ettireceğiz seni.


Adamı yaka paça hekime getirmişler. Hekim de kör tabi. Elleriyle yoklamaya başlamış. Adamın açık olan gözünü kastederek"Buldum" demiş, sorun burada...

Saçmalaması bundan dolayı diyormuş, simdi düzeltirim ben onu...
Körler ülkesinde kral olmak isteyen gezgin zor
kurtarmış kendini onların elinden.

SÖZÜN ÖZÜ:
 

KÖRLER GÖRENLERİ ANLAYAMAZLAR.
SAÇMALIYOR SANIRLAR VE ONU DA DÜZELTİP
KENDİLERİNE BENZETMEK İÇİN
GÖZLERİNİ ÇIKARMAYA UĞRAŞIRLAR


Doğan Cuceloğlu "içimizdeki biz" kitabından...