I980 Yılı temmuzu çorumda milleti birbirine düşürmek için bir ateş yakılmıştı.Bu ateş 12 Eylüle bir basamak olarak kullanıldı.Aynı menhus el faili meçhullerle dolu 1993 Temmuzunda önce Sivasta akabinde Başbağlarda yakıldı. Gerçek faillerin hiç birine ulaşılamadı.Çünkü operasyonlar çok profesyonel planlanmıştı.Yüzyıllar boyu aynı toprağı paylaşan insanların kendileri arasında hiçbir problem yoktu.Şimdi Ergenekon davaları dolayısıyla bazı olaylar daha anlaşılır hale gelmeye başladı. Yakın tarihle ilgili dosyalar açıldıkça ne fitne kazanları kaynatılmış bizi birbirimize düşürmek için. Doksan yıllık Cumhuriyet tarihimizde daha aydınlatılmayı bekleyen nice karanlık tezgahlar daha var. kimbilir onlara sıra gelir mi.Tarih ibret alınırsa tekerrür etmez.Ders almak için bu kadar musibet yeter.
Çorumda 4 Temmuzda” Alaaddin camii bombalandı yalanıyla” cemaati kışkırtanlar,Sivasta Selimiye camiinin önünde cemaat namazdayken davul çalarak tahrik ediyorlardı.Başta Vali olmak üzere Madımak otelinin önünde bekleyen kalabalığı dağıtmak için yetkililer insiyatif kullanmadığı gibi taşkınlıkların artması bekleniyor.İtfaiye aracının meydana gelmesi engelleniyor. Bu meyanda yaşananlardan ders almak için karanlık işlerin döndüğü 1993 yılındaki 2 Temmuzda Sivas Madımak otelinde yakılarak katledilen 37 insanımız la birlikte 3 gün sonra Başbağlar köyünde katledilen masum köylülerin acısına bir bakmak gerekir.Sivasta yıllarca birlikte, kardeşce yaşamış insanların inançla rı mezhepleri bir ayrılık sebebi değilken Malatyadan aczimendi ,Tunceliden alevi taşıyarak karanlık ve derin güçler fitneyi ateşlemişler.Bu işi Sivasın insanına maletmişler. Sivasta oteli yakan menhus el akabinde Sünni insanların yaşadığı Başbağlarda çoluk çocuk demeden 33 masum köylüyü katletmişlerdi. Köylürerden kurtulanların anlattıkları kan dondurucu.Katliama katılanların arasında resmi giyimli insanların olduğunu söylüyorlar. Daha sonra yakalananların bir kısmı salıverıliyor.Diğer katliamlarda olduğu gibi gerçek failler sırra kadem basıyor.Olayların dışında olan birkaç kişi dışında kimse yakalanıp cezalandırılmıyor. İki ayrı noktadan yaktıkları fitne ateşiyle ülke genelinde yangın çıkarmayı hedeflemişlerdi. Aynı senaryo Çorum , Maraş,Gazi mahallesi gibi yerlerde tezgahlanmış olsada ateşi başka yerlere taşıyamamışlar, tahripleri sınırlı kalmıştır. Allaha imanı olan Müslüman; değil insanı yakmak, karıncayı bile ezemez. İslam adına insan canına kıyamaz. Müslüman terörist olamaz, zaten terör yapan da Müslüman değildir. Yalnız şu varki olaylara bütüncül bakmak gerekir. Sivas katliamını kınayanlar ,telin edenler( ki hakları vardır) kullandıkları ifadelerde bu işi onaylamayanları rencide edecek,birliğimizi zedeleyecek ifadelerden sakınmalıdırlar.Başbağlarda katledilen masum insanların acıları sahipsiz kalmamalı. Bu insanları menhus niyetlerini gerçekleştirmek için katledenlerin peşlerine düşülmeli.Kapanan dosyalar raftan tekrar indirilmeli. Bu kardeşliğimizi bozmak isteyenlerin maksatlarını deşifre etmek için çok önemli .Sivas katliamını kınayanlarda bu noktayı göz önüne almalılar. Ama maksatları dine ve dindara sövmekse o başka. Bunu kuzu postuna bürünmeden yapsınlar. Gerçek yüzlerini göstersinler,gercek Hz Aliyi sevenleri zan altında bırakmasınlar. Gerçek faillerin cezalandırılmadığı, seyirci kalan idarecilerin hesap vermediği bir çok dosya hala gerçeğin ortaya çıkacağı günü bekliyor.Gerçeğin er yada geç ortaya çıkma gibi bir hususiyeti var. İnşaallah birçok karanlık olay aydınlandığı gibi bu olayda aydınlanır. Bu arada bizzat cem vakfı başkanı sayın İzzettin Önderin kardeşi Malatya şube başkanı Eşref Doğan beyden dinlediğim bir anekdot anlatayım. “Sivastaki Pir Sultan Abdal şenlikleri önce malatyada yapılacaktı. Baktık davetliler arasında Aziz Nesin var. Bu olmaz dedik .O alevi değil, ateist.Bu şekilde olacaksa biz yokuz deyince işi Sivasa aldılar. Biz kitapsız ve Hz peygambersiz Aleviliğe karşıyız.” demişti.