Allah yolunda yapılan hizmetlerin, ortaya konulan gayretlerin başarıyla neticelenmesi ancak Allah( c.c) kabulüne ve O’nun değerlendirmesine bağlıdır. Cenâb-ı Hak, kendisiyle irtibatı sağlam olmayanların yaptıkları işlerin başarıyla neticelenmesine izin vermez.
Rabbiyle sağlam bir münasebet içinde bulunmayanlar, kime ne anlatırlarsa anlatsınlar hiç kimseningönlüne , kalbine giremez. Hiçbir insanı doğru yola iletemez .Bir kişiyi bile sıradan bir insan olmaktan çıkarıp ulvi bir hayat derecesine yükseltemezler. Allah (c.c),kendi yolunda gayret edenlerin çalışmalarına ,azim ve coşkularına, onların söz ve tavırlarına tesir bahşeder.
Hak yolunda gayret edenlerin Celaleddini Harzemşahla ilgili anlatılan yüksek idrak seviyesini ölçü kabul ederek “Benim vazifem Allah yolunda gayret etmektir.Galip veya mağlub etmek Cenabı Hakkın bileceği bir şey” diyerek teslmiyet içinde olmaktır.
Kur’an’ın hâdimleri, Hak nezdindeki kıymetlerini kendilerinin Allah’la olan münasebetlerinde aramalıdır.Görüntü ve şeklî, şeylerin dergâh-ı İlahî’de bir kıymet ifade etmediğini bilmelidirler. Evet, bir hadis-i şerifte “Allah Teâlâ sizin şekillerinize, zahirî hallerinize, sûrî yatıp kalkmalarınıza değer vermez; Cenâb-ı Hak, ancak kalbî heyecanlarınıza, iç derinliklerinize ve gönlünüzden geçen ve içinizin yansıması olan samimi davranışlarınıza bakar ve onları değerlendirir”buyruluyor. Şayet, davranışlarınızda samimiyet ve ihlas, kalbî bir derinlik yoksa ve onlar gönlünüzden kopup amel sahasına dökülmüyorsa, o zaman bütün çalışma vegayretleriniz boşa gitmiştir.
Kendini iman hizmetine verenler e cenabı hak “Ey iman edenler! Niçin yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz?” ayetiyle ikaz ediyor.Bu ikaza muhatap olmamak, hem de ‘Neden insanları çağırdığınız hakikatleri gerçek manasıyla temsil etmemek suretiyle yalancı durumuna düşüyorunuz ve İslam’ın bu güzel çehresini karartıyorsunuz?’insanların ümidinin kırılmasına sebeb oluyorsunuz “ suçlamasına maruz kalmamak için azamî gayret göstermelidirler.Cenabı hak bizi böyle bir vebalden korusun amin..