Kim ki hikmetli sözlere bakmaz, vaaz dinlemez ve hâlis müslümanların yaşayışını kendisine örnek edinmezse, o kimse, iki halden birisinde bulunur:
1-Ya, az bir amel ile yetinir ve kendisini, hayra koşanların başında  sanır.
2-Veya biraz çalışır. Bunu gözünde büyüterek kendisini diğer insanlardan faha faziletli görür. Böylece olan amelini de yok eder.
Peki, iyi de insanlar hikmetli sözlere nasıl ulaşacaklar, vaaz nerede dinleyecekler, hâlis müslümanları nasıl tanıyacaklar? Yani Müslümanlar kendilerini nasıl yetiştirecekler?
Yüzlerce insan var bu Pazar gününde parklarda. Yüzlerce de araba. Hemen hemen hepsi yeni, eski model neredeyse yok gibi. İğne atsan yere düşmeyecek. Bir defa dolaştım, bir kere daha. Her şey yeniyor! Her şey içiliyor! Çekirdeğinden, ızgarasına kadar.
Çiçekler açmış. Kırmızı, sarı, mavi ve tarif edilemez renk ve güzelliklerde. Yemyeşil çimenler. Havuzda inanılmaz güzellikte ördekler. Gökyüzü masmavi, güneş pırıl pırıl. Her şey insana hizmet ediyor! Izgarada pişen tavuktan, gökyüzündeki güneşe kadar.
İnsanlar hariç bütün her şey şunu söylüyor gibi:
“Rahman Allah, Rahim Allah, Kerim Allah!
Her şey getirilmiş yarış edercesine. Yüzlerce insanda hiç rastlayamadığım şey sadece kitap ve gazete. Hiç kitap okuyana rastlamadım! Gazete okuyana da. Birkaç yerde gazete vardı ama, ya altlarına koymuş oturuyorlardı ya da yiyeceklerin altına sermişlerdi. Evet bana kalırsa bu tam bir gaflet! Nereden öğrenecek bu insanlar Hakkı ve hakikati? İşte bu gaflet nedeniyle iki halden birindeyiz! Ne biliyorsun ve neyine güveniyorsun ey insan!
Nitekim bir süre sonra ne oldu dersiniz? Ezan okudu! İkindi ezanı. Namaz için en yakın camiye gittiğimde sadece ihtiyarlardan birkaç kişi vardı. Neredeyse hiç kimse zevkini birkaç dakikalığına bırakıp “Benim kalkmam lâzım Allah çağırıyor” demedi. Allah bütün varlık ve imkânları insana hizmet için yaratmışken, insanın gaflet kokan tercihleri gerçekten ürkütücü. Neden bu kadar nankörlük?
 Aklıma şu âyeti kerime geldi: “Şüphesiz biz insana doğru yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör”(İnsan76/3) Oysaki Allah: “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” buyuruyor.(Zaryat.56) Bir başka âyette Allah: “Gerçek şu ki, insan kendini yeterli görerek azar. Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.”  buyurur.(Alak 6-8) Ve Yüce yaratıcı yarattığı, nimetlerle donattığı insan soruyor: “Ey insan! Ne mağrur etti seni Kerim olan Rabbine karşı? O ki seni yarattı, düzene koydu; sana denge ve biçim verdi”(İnfitar 6-7)
Öyleyse şükretmek gerekmez mi?