Su gibi akıp geçen zaman neler neler götürüyor farkında mısınız.Yarım kalmış , bitirilememiş işler, kazanılmış ama harcanılamamış paralar, kendisine sevginizi hissettiremediğiniz sevgililer, analar, babalar, eşler, çocuklar...
Belki de bir kariyer çalışmasının tam ortası…Belki doktora yaparken verilen son nefes..Ya da olmuşken tam profesör..Belki de uzman doktor.Belki özlemle beklerken bir çocuk, veya almışken tarihini bir sonraki gün yapılacak nikahın…Salonda beklerken cümbür cemaat davetliler, çalarken orkestra komparsitayı.. Gelmeyen damat veya gelin... Bir acı haber... Sizlere ömür... Farkında mısınız tükettiklerimizin..Farkında mısınız er veya geç o hepimizin bildiği ama kabullenemediği kimilerinin boyut değiştirme, kimilerinin yeni bir yaşam dediği, kimilerinin ise hiç inanmadığı ve yok dediği ÖLÜM ün bir gün bizi de koynuna alacağının..
Hoyrat bir hayat yaşıyoruz.Çok fazla tüketiyoruz bir şeyleri..Sevgiyi , muhabbeti, dürüstlüğü, vefa yı, küçük masum bir tebessümü..Şefkati, merhameti…
Halbuki dostlarım.Unutmayın ki ÖLÜM var..Er veya geç ..belki bugün belki yarın.Anlık bir mesele gözünü yummak ve bir daha uyanamamak..E öyleyse nedir birbirimizle alıp veremediğimiz, bu asık suratlar, haşin davranışlar..Birbirimizi aldatmalar, incitmeler, üzmeler..Hani bize gelmeyeceğini mi zannediyoruz kaçınılmaz sonun.Gizli gizli seviniyor muyuz yoksa birilerinin salasını duydukça, bu sefer de kurtardık diye..
İlla ki ve de kesinlikle “Küllü nefsin zaikatül mevt” ayeti kerimesinde de belirtildiği bütün canlılar ÖLÜM ü tadacaktır, diyorsa Cenab-ı Hak, bizlere düşen giderken bu dünya dan vermeden son nefesimizi;
Sevdiklerimize göstermek sevdiğimizi,helal ettirebilmek haklarımızı, incitmeden kimseyi kırmadan, geride bıraktıklarımızın zihninde ADAM gibi ADAM dı diye iz bırakarak, güler yüzle tatlı dille etmeliyiz vedamızı…
Hoşça kalın dostça kalın…