Parlak yalanlar ve akan ve kayan kelimelerin hadimidirler,
Kendileri..Kaygan ve suludur eylemleriErken ölümler, geç doğumlar
Çemkiren fikirlerle gezerler, salaş..
Hiddet , şiddetin kuzenidir.Kuzenler hep kavgalıdır
Bu topraklarda..Tuz ve ekmek kadar birbirine muhtaç
Bir o kadar bıçkın..Kısaca tarih gibi,
Sel gibi yaniÖnüne çıkana meydan okumuştur
Kuzenler..Hiddetine kurban olduğumun
Anadolusu..Seni anlamaz garibanlar.
Ussuz akıl, ıssız geceler, En çok da, yılan gibi süzülen
Yalan gibi vahşi zevkler üreten
Sözler yer bitirir seni..beni
Hani avucunda tutarmış kız kelebeği,
Sonucu bilerek.. Ölümü yani.
umud bulamayınca ağuşunda
Acıyı bal eyleyemeyince, hani..Misal..
Çöğür dibine çömüveren, kuşcuk gibi..
Gözbebeklerim bile, yakın değildir bana oysa
Senin nefesinden..
Nefesin, bedelimdir.
Yaşanmamış en ücra duygular kadar asil.
Sınırsız ve sıfatsız dolaşan ayaklarca,sefil..
Ötekinin ayağı, berikinin gövdesinde,
Umarsızca ve başına buyruk..
“En ileri yalnızlık, kavgacının yalnızlığıdır”
dedi, hocam..ama bana değil!
Hiddetim, yüreğimden beslenmedi daha
Daha, yüreğim titremedi..
Uzun ince bir yola çıkmadı, gönlüm..
Konuşan kargalar, susan turnalar,
Çaresiz ..
Ve turnalar habersiz..
Viran olası hanede emlâk ü emval varsa,
Emlâk ü emval neden bu kadar revaçta..
Islık çalıyor, gece
Yasak aşka çağırıyor, gece, bizi..
“Ey Rabbim:
Zulmü besleyen biziz.
Ve biz kendimize zulmettik, daha da acısı
Eğer bizleri affetmezsen,
ve bizlere acımazsan Ey Rabbim
Hüsrana uğrayacağımız aşikar..”(x)
Hiddetimiz Alaska’da duyuldu,
Nedense, bu topraklarda makes bulmadı..
Mazarratları def edemedik..
Ki, menafi bulsun bizi..
Korkumuzla yüzleşemedik daha,
Kuşatılmışlık öcüsüyle,
Tıpkı akrep gibi, kendimizi yok etmedeyiz..
Tabiattan kaçtık,
Kalbimiz taşlaştı ve cesaret de terk etti bizi
Gözlerimiz kamaştı, dilimiz lal oldu..
“Aslolan özgürlüktür, gerisi teferruat!” desek de
Siyaset kayıt dışına çıktı bir kere..
Zaten,Ünsiyetten mülhem ‘İnsan’ da kayboldu.
Öyleyse son söz:
Kayıp insan hicret edemez..
(x)(A'RAF SURESİ: Ayet; 123)