Müslüman’da mutlaka bulunması gereken vasıflar dört tanedir.
1-İlim 2-Amel 3-İhlâs 4-Gayret.
Allah’ın Resulüne bildirdiği ilk Ayeti Kerime “OKU” emridir. Dinimizde kadın ve erkek herkese okumak emredilmiştir. Hem de ölünceye kadar!
Cenabı Hakk’ın Peygamberimize bildirdiği ilk Ayet-i Kerimenin “OKU” olması büyük hikmetler ve sırlarla doludur. Kadın ve erkek herkese ölünceye kadar farz edilmiş bu emir yerine getirilmediğinde sayısız belalar ve musibetler ortaya çıkarır. İşte, dinimizde bir Müslüman’ın diğer bir Müslüman’a alınacağı şekilde bakması bile haramken Müslüman’ın diğer bir Müslüman’ı kıtır kıtır kesebilmesi ve bunu yaparken de “Allahü Ekber” diye bağırabilmesi bundandır. Çünkü ilimsizlik, kara bir cehalet ve kara bir cesaret demektir. Ülkemizde tam da dinimiz adına güzel çalışmaların yapılabileceği böyle bir zamanda Müslümanların dinlerini unutup araba, ev, arsa, para gibi şeylerin peşine düşüvermeleri de ilimsizliğin bir sonucu yani kapkara bir cehalet ve kapkara bir cesarettir.
İlk emri oku olan Dinin hiç okumayan Müslümanlarını bu cehalet öyle bir hale düşürmüştür ki bazen dine uymak bazen de şeytana uymak şeklinde yaşamayı, fasık olarak yaşamayı tercih etmişlerdir. Bu kara cehalet onları Farkında bile olmadan sayısız bela ve musibetlerle karşı karşıya bırakmıştır. Çünkü Müslümanların yaşadığı gibi bir İslâm dini yoktur! İşte dünya üzerindeki Müslümanların çektikleri sıkıntıların temel nedeni dine uymak değil hiç dine uymamaktır. Müslümanların Dine uyma yerine, Dini kendilerine uydurmaya çalışmaları bir bakıma dini tahrif etmeye çalışmaktır. Bu ise kimsenin haddine değildir! Çünkü onu koruyacak olan Allah’tır.
Okumak Allah’ın (c.c) ilk emridir. Elbette ilk emrin “OKU” olmasının derin hikmetleri vardır. Okumak Müslüman’da mutlaka bulunması gereken temel vasıftır. Çünkü ancak ilim sahibi olan Müslüman’da diğer vasıflar gelişebilir. İlim olmayınca amel nasıl olacak ki? İlim olmayınca ihlâs nasıl olacak ki? İlim olmayınca Allah ve Resulü için gayret nasıl olacak ki? Allah’ın ilk emriyle alâkası olmayan, hatta alâkadar da olmayı düşünmeyen Müslüman neyin mücadelesini yapacak ki?
İlmi olmayanın yapacağı uyduruk ibadetler kendisine fayda sağlamayacağı gibi tam aksine Müslümanlık adına kötü örnek oluşturur. Böyle yapılan ibadetler zaten kişiyi olgunlaştırmaz ve onu kötülüklerden alıkoymaz. Bununla da kalmaz kişiye günah kazandırır ve onu Allah’tan uzaklaştırır. Nitekim namaza duran Müslüman’ın namazdan çıkar çıkmaz Allah’a verdiği bütün sözlerini unutup her türlü Din dışı melaneti işlemesi bundandır. Nitekim Kuran-ı Kerimde: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara, onlar namazlarını itina ile kılmazlar. (Mâun sü4-5)” buyuruluyken kastedilen de budur.
Müslümanlar öncelikle ilim öğrenmenin Allah’ın bir emri olduğunu bilerek mutlaka bu doğrultuda gayret göstermelidirler. İlim olmadan amel, ihlâs ve gayret vasıflarına erişilmesi zaten mümkün olamaz. Bilinmelidir ki ilim öğrenmeyenin, öğrenme gayreti göstermeyenin hiçbir vasfı olmadığı gibi dini de yoktur, dünyası da yoktur. Yani aslında hiçbir şeyi yoktur! Bu ise Allah’ın (c.c) ilk emrine uymamanın, ona isyan halinde yaşamanın acı bir sonucudur.
Henüz daha Müslümanlar hiçbir şeyin farkında değiller. Unutulmamalıdır ki Müslümanlık ile cehalet asla bir arada bulunmaz. Yani cehalet varsa Müslümanlık yoktur, Müslümanlık varsa orada kesinlikle cehalet yoktur.
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı aklımızı başımıza almamıza vesile olmalıdır. Başımıza gelen ve bütün Müslümanların başına gelenlerin dinimize hiç uymamaktan kaynaklandığını asla hatırdan çıkarmamalıyız. Kesinlikle bir şeyler yapmalıyız. Her şeyi bir kenara bırakıp iyi Müslüman olmak için uğraşmalıyız.