Arab ülkelerindeki değişimlerin olumlu ve demokrasıye geçişin bir adımı gördük.Ama o coğrafyayı yakından tanıyanlar bunun bir bahar değil bir hazan olduğunu söylediler.Biz bile hazanın ne olduğunu şimdi anlıyoruz.Mısır ve diğer arab ülkelerindeki değişimin yaşlı diktatörlerin halk eliyle değişdirtilerek yerine genç diktatörler getirilme operasyonu olduğunu söyleyenlerin sözü şimdi anlaşılır oldu.

Yakın zamana kadar komşularımızla güzel dostluklarımız vardı.Özellikle halkı Müslüman olan ülkelerle.Ne olduysa işler birden tersine dönmeye başladı.Birileri bu gidişten hoşlanmadı .Birazda korktular.Ne o Osmanlı tekrar diriliyor mu ? diye.Yavaş yavaş dış politikada komşularımızla aramıza soğukluklar,  bir noktada düşmanlıkların girmesiyle  yalnızlığa düştük.
 Yalnızlığımızın başlangıcı Suriye oldu. Darbe sonrası Mısırla devlet olarak aramız her geçen gün olumsuz anlamda gelişiyor.Darbeye karşı durmak doğru bir  politika. Şu anki darbeci Sisi ye karşı tavrımız ahlaki olarak doğru. Ama Mısırla bütün köprüler yıkılmış gibi. Suriye’de de sadece silahsız direnişe destek versek daha ilersine taraf olmasaydık.Taraf olmaktan ziyade hakem olabilecek bir pozisyonda kalabilseydik. yapmak Afganistan’daki sivil katliamı engelleyemiyor, Pakistan iç kargaşanın önlenmesine sunacak bir teklifimiz olabilseydi. Irak işgalinden öncesinde bir etkimiz olmadığı gibi sonrasındaki dökülen kanı önleyecek bir çare elimizde yok.Mısırda geliyorum diyen darbeyi önleyici bir çare sunamadık.
 Suriyede Esede destek veren” İran hem suçlu hem güçlü”. İran Katliama destek verirken ve arada da bize tehditler savururken biz hala iranla iyi lişkiler kurma peşindeyiz.Anlaşılır gibi değil. 'Başbakan  geçenlerde Suriye' ile ilgili konuşurken İranın tutumuyla  ilgili derin üzüntüsünü dile getirdi. Başbakan yerden göğe kadar haklı. Bu takiyyeci İran, Suriye'deki katliama hiçbir zaman insanî ve İslami değerler noktasından bakmadı, Mezhepçi yaklaştı. Mısır'da yaşananlara da sevinerek bakıyor. Üstelik her fırsatta aba altındanbize sopa göstererekTürkiye'ye laf atıyor. Mezhepçilik imanlarının önünde, Gözlerini kör etmiş.
 Mısır darbesi  ABD, Suud-Körfez ülkeleri, İsrailin desteği ve AB’nin  onayıyla gerçekleşirken Ihvana bu dev paletin altında kalmaktan kurtaracak bir formul sunamadık.İçerden ve dışarıdan bu  canavarla kadar kuşatılmış İhvana cesaret pompalamaktan başka ,duadan başka bir şey sunamadık.Şehitlere Allahtan rahmet diliyoruz.Ama bunca yılların birikiminin telafisi, tekrar eski haline gelmesi ,bellerini doğrultmaları kaç yıllar alacak.Bölgesel aktörleri göz ardı etmek,içteki muhalefeti hesaba katmamak ihvana ağır bir bedel ödetecek.
Mısırı  iyi tanıyan ve orada yaşayan biri Mübarekin devrilmesini” demokrasinin gelişmesi açısından güzel bir hadise” diye değerlendiren arkadaşa şöyle diyor .” Bu devrim genç Diktatörlerin yaşlanmış Diktatörleri kendi ellerini kirletmeden İhvana ve demokrasi yanlılarına alaşağı ettirmesi ve tasfiyesidir”. Şimdide faturayı bu kesime kesip İktidarları sağlamlaştırma ve önlerindeki engelleri bertaraf etme çalışmalarıdır. Halbuki Türkiye 1970 lerde bunu yaşamıştı.Memleketin geleceği için dertlenenleri iki ayrı kutuba ayırıp birbirine kırdırmışlar, daha sonrada kurtarıcı rolünde memleketin kaderine hükmetmişlerdi
Bu bölgede İsrail ve İranın hesapları hiç bitmez .Sünni islamla kan davalıdırlar.Biri genel manada kendi ırkından olmayanlarla diğeri kendi mezhebinden olmayanlarla tarih boyunca kanlı bıçaklı olmuşlardır.Bazen direk bazen de maşalarıyla bu hesaplaşmayı sürdürmektedirler. Buna Suudun darbecilere ,İranın Suriyeye desteği çok bariz bir misaldir. Türkiye, Suriye’nin iç toplumsal-politik dengelerini, bölgedeki yeni oluşumu ve küresel yeni pozisyonları doğru okuyamadı. Mısır darbesi ve Suriyedeki iç savaş trajedisi gösterdi ki dikta rejimlerine Suudilere ve desteklediği Selefilere ve İrana ve birlikte hareket edenlere güvenilmez, Bunlar mezheblerine, ulusal çıkarlarına ve Saltanatlarının bekasına göre hareket ederler.Yeni tabloda ABD, Suudiler, Selefiler ve İsrail ve iran aynı safta  bir araya gelmiş durumdalar.Allah basiret,izan ve insaf versin.Amin.
Aynı fitne ateşini bizede bulaştırmak isteyenler var.Önümüzde çetin günler bizi bekliyor.Buna fırsat vermemek için dahilde tüm toplum kesimlerinin gevşeyen kardeşlik bağlarını güçlendirmek, ayrılığa,kamplaşmaya götüren sebebleri ortadan kaldırarak, Kürt, Alevi ve gayrimüslimlerin hiçbir hak ve özgürlüğünü pazarlık konusu yapmadan hemen hayata geçirilmeli. İçeride devletle ,kitlelerle,mezheplerle,meşreplerle kimlerlerin aralarına soğukluk girmişse onlarla kardeşlik hukuku tekrar tesis edilmeli.