Ve birgün hadi diyecekler sana da…Bırak artık  o vazgeçemediğin, elinden gece gündüz düşürmediğin akıllı mı akıllı telefonunu..Akşamları saatlerce seyretmekten vazgeçemediğin akıllı televizyonunu..Sürmekten büyük keyif aldığın, herkesin gıptayla baktığı akılı mı akıllı 4x4 jipini…
Bırak artık diyecekler…
Ha bir de seni görünce kendiliğinden açılan, sahibini sesinden tanıyan kapıların olduğu, eşini dostunu ağırlamaktan zevk duyduğun, azıcıkta sahip olduğun için gururunu okşayan akıllı evini..
Sevdiklerini, sevildiklerini..Bir ömür harcayıp kazandıklarını..Geceni gündüzüne katıp, yemeden içmeden, gezmeden fedakarlık edip te sahip olduklarını..Bırak ta gel diyecekler..
Seçkin markalarla doldurduğun gardırobunu, itinayla her birini dünyanın çeşitli ülkelerinden bin bir emekle topladığın nadide eserlerden oluşan koleksiyonunu..Bırak ta gel diyecekler…
Ve nasip olursa eğer…Musalla taşına seni de koyup “ Nasıl bilirdiniz merhumu” diyecekler..
Evet nasıl bilirdiniz merhumu..? Herkes kendi cevabını versin lütfen..
HOÇÇAKALIN… DOSTÇA KALIN