Üroloji Doktorunun Gözüyle Değerlendirme ve Adana'dan, birkaç hasta anısı...
Merhaba sevgili okurlar,
Aile, toplumun temel taşıdır ve içerisindeki değişimler, genel toplum yapısını da etkileyen önemli bir faktördür. Üroloji doktoru olarak mesleğim gereği ailelerin sağlığı yanında ilişkileri üzerine de önemli bir perspektife sahip olduğumu düşünüyorum.
Hastalarının yalnızca ürolojik sorunlarıyla değil aynı zamanda kişisel sorunlarıyla da ilgilendim yıllarca. Bu yazıda, Türkiye'deki aile yapısındaki değişimleri ve bunun toplumumuz üzerindeki etkilerini gözlemleyerek, sizlerle paylaşmak istiyorum. Ayrıca, Adana'dan birkaç hasta anısı üzerinden de konuya yaklaşmak istiyorum.
Türkiye, tarihsel ve kültürel zenginlikleriyle bilinen bir ülke olarak, aile değerlerine büyük önem veren bir topluma sahiptir. Geleneksel Türk ailesi, genellikle geniş ve çok kuşaklı bir yapıya sahiptir. Büyüklerin saygı görmesi, aile büyüklerine bakım ve yardım etme sorumluluğu gibi değerler, toplumumuzda hala güçlü bir şekilde yer almaktadır.
Ancak, son yıllarda aile yapımızda bazı değişimler gözlemlemekteyiz. Öncelikle, kentleşme ve modernleşme süreçleri, ailelerin yapısında farklılıklara neden olmuştur. Şehirleşme ile birlikte, çekirdek aileler daha yaygın hale gelmiş ve nüfus yoğunluğu artmıştır. Bu durum, bireylerin daha bağımsız yaşamak istemesi ve işgücüne katılımının artmasıyla da ilişkilendirilebilir. Kadınların eğitim ve kariyer hedeflerine yönelmeleri, evlilik ve çocuk sahibi olma yaşını geciktirmelerine yol açmıştır. Kentte yaşayanların beklentileri artmıştır.
Burada bir hastamın anısını paylaşmak isterim. Kendisi okumuş ve hatırı sayılır bir meslek sahibi olmuştu, ancak kentleşmede zorlanıyor ve bunun sadece para kazanmakla mümkün olabileceğine inanıyordu. Herkes köşeleri döndü biz kaldık diye serzenişte bulununca, aile yapısını sordum. Büyükbabası köyden kasabaya gelmiş babası henüz on yaşındayken. Babası kendi babasından gizli gidip kentte okumuş. Çocuklarını da okutmuş. Yani bizim hasta ikinci kuşak. Köyde kalan babasının amca çocukları doğrama için kereste alınca mutlu olurken hastam, kentli havasıyla niye şuyum yok buyum yok diye mutsuz oluyordu. Oysa kendi çocukları çok başarılı olup dünyanın sayılı şirketlerinde üst düzeyde çalışır olmuşlardır.
Bununla birlikte, aile yapısındaki değişimler, teknolojik ilerlemelerin etkisiyle de hız kazanmıştır. İnternet ve sosyal medya, iletişim biçimlerini kökten değiştirmiştir. Aile üyeleri arasında fiziksel mesafelerin azalmasıyla birlikte, sanal bağlantılar artmıştır. Bununla birlikte, aşırı teknoloji kullanımı ve sanal dünyanın getirdiği riskler, aile içi iletişimi olumsuz etkileyebilir ve duygusal bağları zayıflatabilir. Çok yakın bir arkadaşım, ben henüz internetle yeni tanışırken, çocuklarıyla odalarından iletişime geçtiğini söylemişti de çok garipsemiştim. Oysa ilerleyen yıllarda bunun genele şamil olduğunu gördüm ve maalesef ki ne kadar üzücü. Bu noktada, ailelerin bilinçli bir şekilde teknolojiyi kullanma ve sınırlarını belirleme konusunda dikkatli olmaları önemlidir.
Aile yapısındaki değişimleri anlatırken, Adana'dan bir başka hasta anısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir gün, hastanede çalışırken 60'lı yaşlarında bir hasta geldi. Kendisi oldukça endişeliydi ve ailesi hakkında konuşmak istiyordu. Muayene sürecinde, hasta bana ailesiyle yaşadığı iletişim sorunlarından da bahsetti. Çocuklarının kendisine eskisi kadar ilgi göstermediğini, zamanlarının büyük kısmını iş ve teknolojiyle geçirdiklerini söyledi. Bugün yine üzülerek görmekteyiz ki yolda yürürken ışıklara geldiğini fark edemeyen kişiler var. Aslında telefon o kadar öncelikli ki kendileriyle bile ilgilenemiyorlar ki başkalarıyla ilgilensinler.
Bu hasta, aile yapısındaki değişimin bir örneği gibiydi. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte, insanlar arasındaki bağlar biraz zayıflamış gibi görünüyordu. İnsanlar, dijital dünyada var olmanın cazibesine kapılıp gerçek hayattaki ilişkilere yeterince zaman ve özen gösteremiyorlardı. Bu durum, hasta için oldukça üzücü bir deneyimdi ve ailesiyle daha sık bir araya gelme arzusuyla benimle konuşmak istemişti. Elbette bunun terside oluyordu. Baba çocuk ilişkilerine daha sonra detaylı değineceğim.
Bu anı, Türkiye'deki aile yapısının değişen dinamiklerini yansıtması açısından önemlidir. Teknoloji ve modernleşme, ailelerimizi bir arada tutan geleneksel değerleri zorlayabilir. Ancak, bu değişimlere rağmen aile bağlarını güçlendirmek ve iletişimi sürdürmek için çaba sarf etmek önemlidir. Teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, aile bireyleri arasında gerçek bağları korumak adına zaman ayırmalı ve değerli ilişkilerimize öncelik vermeliyiz.
Sonuç olarak, Türkiye'deki aile yapısında değişimler gözlemlemekteyiz. Geleneksel aile yapısının yanı sıra, çekirdek ailelerin yaygınlaşması, teknolojik ilerlemelerin etkisi ve kentleşme süreci gibi faktörler, ailelerimizi farklı bir şekilde şekillendirmektedir.
Unutmayalım ki, aile bağları toplumun temel direğidir ve sağlıklı ilişkilerin korunması önemlidir. Kendi ailemize ve çevremizdekilere zaman ayırmalıyız. Her şeyi eleştiren kimseyi beğenmeyen yalnızlığa mahkumdur. Sağlıkla kalın susuz kalmayın.
e-posta: [email protected]