İnsanlar, sigara fiyatınca parayı kitaba vermeden önce fazla uzun düşünürler. Çoğu hâlâ düşünmektedir. (John Ruskın) ..
Geçenlerde Kanal 24’te neden okumuyoruz konulu bir program izledim. En ince ayrıntısına kadar konuşulduöyle güçlü bir beyin fırtınasıydı kikeşke böyle programlar her hafta yayınlansa dedirtti. Programın bir noktasında okuma oranlarını verdiler içimden inşallah sadece bizim ülkemizde izleniyordur bu program dedim. Türkiye’de okuma oranı gerçekten de komik seviyelerde. Özellikle Avrupa Birliğinin kapısında sabahladığımız son yıllarda Avrupa ülkeleri ile okuma oranlarımızı karşılaştırdığımızda sonuç tek kelimeyle rezalet. Sırf bu nedenden dolayı bile almazlar bizi o birliğe. Ortalama bir kişi yılda 6 saat kitap okuyormuş ülkemizde. İhtiyaç listesi çıkartılmış ve kitap 256. sırada yer bulmuş kendisine. Avrupa’yı geçtim Azerbaycan da kitaplar 100 bin tirajla basılırken Türkiye’de bu sayı 2 ile 4 bin arasında değişiyor.
Neden bu kadar gerideyiz peki ?İlk aklıma gelen kitap fiyatlarının pahalı olması. Doğruluk payı vardır. En çok okunan kitaplara bakın en pahalı olan kitaplardır bu da psikolojik bir kazanımdır yazar için. Ama çoğumuz bir sahafa gidip kitap almaya üşeniriz. Halbuki sahaflarda 2 liraya 5 liraya 10 liraya o kadar çok kitap var ki fiyatlardan şikayet edenlerin o fiyatları görünce şaşırmaması mümkün değil. Okumak pahalı bahanesi bir sahafa gittiğimizde hemen çürüyor.
Peki okunacak kitap mı yok ? Bize seslenen bizi içine alan ilgimizi çeken kitaplar yazılmıyor mu ?Edebiyat tarihimize şöyle bir baktığımızda sadece ülkemizde değil tüm dünyada ses getiren bir çok yazar ve kitap tarihe geçmiştir. Güçlü bir edebiyatımız var. Sevsek te sevmesek te Nobel ödülü almış bir yazarımız var bundan ötesi yoktur sanırım. Doğrudur kitapların yarısından fazlası aşk konulu. Ama lirik kitaplardan hoşlanmayanlar için siyaset tarih aile insan din felsefe sağlık vb. konularında bir çok kitap mevcut.
Kitap fiyatları düşürüldü, konu bakımdan herkese seslenen kitaplar yazıldı peki bundan sonra çok mu okuruz sanırım hepimizin cevabı aynıdır. Çünkü çok yorgun bir milletiz. Hayat sadece bizim ülkemize bileniyor. Hayat şartları zor ‘çok çalışıyoruz’ biz. Geriye sadece bu sözler kalıyor. İlginçtir ülkemizdeki öğretmenlerin % 8’i kitap okumuyormuş çünkü müfredat çok yoğunmuş. Öğretmenlerimizin bile iş yoğunluğundan bahsettiği bir ortamda ne desek boş. Evet vakit yok çok çalışıyoruz ama günde ortalama 5 saat tv. izliyoruz bu bir tezat değil mi ?
Peki ne yapmalıyız ? Nasıl üstesinden geliriz bu büyük problemin ? Okullarda zorunlu okuma saatleri mi koymalıyız mesela ? Zaten var işe yarıyor mu tabi ki hayır. Çünkü zorla güzellik olmuyor. Zorunlu kitap okuma dersleri öğrencileri robotlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Önemli olan balık vermek değil balık tutmayı öğretmektir.
Okuma bilinci aile, toplum ve eğitim sistemi üçgeninde ortaklaşa verilmelidir. Bu zincirin bir tanesi eksik olursa işte bugün olduğu gibi okuma alışkanlığında sınıfta kalırız. Kimi zaman toplum engel olmuş okumamıza özellikle darbe zamanlarında kitap okuyan götürülmüş merkeze . Kimi zaman aile su koyuvermiş su akar yolunu bulur diyerek. Kimi zamanda eğitim sistemindeki eksikler engel olmuş okuma sevgisine (ezberci eğitim) .
Teknoloji faktörü var birde. İnternetten kolayca elde ediyoruz istediğimizi. Son yıllarda uygulanan e-kitap uygulaması internete olan ilgi üzerine oluşturuldu. İnternetten istediğimiz kitabı ücretsiz bir şekilde okuma fırsatı sunuldu. E-kitap uygulaması yaygınlaştıktan sonra inanıyorum ki okuma oranı az da olsa artacak. Kitap okuma alışkanlığı zorla kazandırılmaz, kendi çabalarımızla ancak bir yerlere geliriz. Okumayı boş zamanlarımızı değerlendirmek için görmemeliyiz bir gereklilik olarak görmeliyiz. Okumanın sadece kitaptan ibaret olmadığını bilmeliyiz. Dergi gazete vb. envai çeşit okuma vardır. Mesela bir köşe yazarını takip etmekle başlayabiliriz işe.
Murat Menteş’in bir sözü çok hoşuma gitti ‘Shakespeareokuyan manavlar istiyorum bu ülkede’.Günümüzde savaşlar bilim üzerinden yürüyor. Daha çok kafa yoran kazanıyor daha çok izleyen değil. İlk inen ayetlerde bize okumak emrediliyorsa bizde bir zahmet okuyalım. Önümüzde iki yol var ya yolumuza ilimle bilimle devam ederiz ya da her şeyi boş veririz. Ve deriz ki; Nasıl bittiyse bundan öncekiler bu da biter, bite bite bende biterim, olur biter ..
- - - - -