Sehiv secdesi
1-Farzın tehiri
2-Vâcibin tehiri
3-Vâcibin terki halinde yapılması gereken ve vâcip olan bir secdedir. Önceki yazımda da ifade ettiğim gibi sehiv secdesi gerektiren bir durumun olup olmadığının bilinebilmesi için namazın faz ve vâciplerinin bilinmesi gerekmektedir. Önceki yazımda namazın içindeki rükünlerini(fazlarını) ve vâciblerini yazmıştım. Şimdi sehiv secdesi gerektiren hallere birkaç örnek verelim.
* Sadece “Ettehiyyatü” okunması gereken oturuşlarda “Allahümme salli alâ Muhammedin” denilirse, üçüncü rek’atın farz olan kıyamı tehir edildiğinden.
* Son rek’at ta oturmak lâzım iken sehven beşinci rek’ata kalkmak. Farz olan ikinci oturuşu tehir ettiğinden.
* “Fatiha” süresinden önce süre okunursa, vâcib olan “Fatiha”yı okumak tehir edildiğinden.
* “Fatiha” süresi okunmazsa vâcip terk edildiğinden.
* Vitir namazında konut duası okunmazsa, vâcib terk edildiğinden.
* Zammi süre okunması gerekli iken okunmazsa, vâcib terk edildiğinden.
* İmamların açıktan okuması gerekli olduğu yerde gizli okuması veya gizli okuması gereken yerde açıktan okuması, vâcip terk edildiğinden.
* Namazın bir rüknünü tekrar etmek. Meselâ üç defa secde yapmak.
* “Ettehiyyatü” yü okumayı unutmak.
* Tâdil-i erkân terk edildiğinde.(Tâdil-i erkân, namazın kıyam, rükû ve secde gibi rükünlerinin tam bir sükûnet içinde yapılmasıdır. Yani namazı aceleye getirmeden hakkını vererek kılmaktır. Tâdil-i erkâna riayet edilmeyen namazları yeniden kılmak gerekir. Çünkü İmam Ebu Yûsuf’a ve Şafii mezhebine göre tadil-i erkân farzdır.)
* Namaz içinde bir rükün yerine getirecek kadar düşünceye dalmak. Bunlar ve benzeri durumlar namazın sonunda sehiv secdesi yapılmasını gerektirir,
Bir namaz esnasında biden fazla sehiv secdesi gerektirecek hâta işleyen kimse, bu hâtaların hepsi için bir defa sehiv secdesi yapar.
Bir farzın kasten veya hata ile terk edilmesi, o namazın yeniden kılınmasını gerektirir. Sehiv secdesi gerektiren hâl, bile bile ve mazeretsiz olarak yapılmışsa böyle bir şey sehiv secdesi ile telafi edilemez. Bu durumda namazı yeniden kılmak daha uygundur.
Namazın doğru olarak kılınabilmesi ve sehiv secdesinin doğru olarak yapılabilmesi ancak devamlı öğrenme gayreti içinde olmamıza bağlıdır.