RA’D SÛRESİ.22.23-24.
22. Ve onlar ki Rablerinin rızasını kazanmak için sabretmekte, namazı doğru dürüst kılmakta, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli-açık infak etmektedirler ve kötülüğü iyilik ile defederler! İşte bunlar var ya, dünya hayatının mutlu sonu onlarındır!
Açıklama
Akıl sahiplerinin nitelikleri âyetlerde şöyle sıralanmaktadır: Onlar Allah’a vermiş oldukları sözden dönmezler. Rablerine karşı kulluk görevlerinde kusur etmemeye çalışırlar. Bütün yükümlülüklerini yerine getirirler. Allah’ın rızasını kazanmak için karşılaştıkları her türlü sıkıntıya sabrederler. Namazlarını dosdoğru ve vaktinde kılarlar. Allah’ın kendilerine vermiş olduğu rızıklardan gizli açık Allah yolunda harcarlar. Kötülüğü iyilikle savarlar yani haksızlığa karşı adaletle, yalancılığa karşı doğrulukla, rezilliğe karşı da erdemle mücadele ederler.
İşte dünya hayatının mutlu sonu yani cennet bunlarındır.
NAMAZ:
Kur’an’ı Kerim’de Peygamberimizden önceki peygamberlerin de namaz kılmakla emrolundukları belirtilmektedir. (Bakara 2/83; Yûnus 10/87; Hûd 11/87; İbrâhim 14/37,40…) Erkek olsun, kadın olsun bülûğ çağına eren her Müslüman’a farz olan namaz, îmandan sonra ibadetlerin başı ve en önemlisi olup fazîletleri saymakla tükenmez.
İslâm dininde Allah’a yaklaşmanın yolu, ona yükselmenin en önemli basamağı namaz ibadetidir. Peygamberimiz (s.a.v) hadis-i şerifinde: “Namaz müminin miracıdır” buyurmuştur. Namaz kılan insan, Allah’ın yeryüzünde halifesi ve muhatabı olma şerefini kazanır. Mânen Cenab-ı Hakla konuşur. Peygamberimiz (s.a.v) hadis-i şerifinde: “Sizden biri namaz kıldığında Cenab- Hak ile münacat halindedir” buyurarak, bu gerçeği ifade etmiştir.
Allah’ın büyüklüğü karşısında günde beş defa secdeye varan bir insan, elbette yasaklarından sakınır. Bu yönüyle namazın bir diğer hikmeti de, insanı kötülüklerden korumasıdır. Nitekim bir âyet-i kerimede namazın bu özelliği şöyle ifade şöyle ifade edilir: “(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, çirkin ve kötü işlerden alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir” (Ankebût 29/45)
Namaz, maddî ve mânevî temizliğe sebeptir. Çünkü namaz kılabilmek için abdest alma mecburiyeti vardır. Abdest maddi bakımdan vücudun temiz tutulmasını sağlarken namaz da mânevi temizliği temin eder. Çünkü namaz sayesinde günahlardan temizlenilir. Peygamberimiz günde beş vakit namazı, bir insanın kapısının önünden akıp giden bir ırmağa, namaz kılmayı da bu ırmakta her gün beş kere yıkanmaya benzetmiş ve şöyle demiştir: “Ne dersiniz, birinizin kapısının önünden bir ırmak geçse ve o kimse orada günde beş kere yıkansa bedeninde hiç kir kalır mı?” Sahabîler, “Kalmaz, yâ Resûlallah” deyince Peygamberimiz “İşte beş vakit namaz buna benzer. Allah namaz sayesinde günahları siler,affeder” buyurmuştur.
Namaz’ın bir diğer hikmeti de, insanın helal dâiresinde olmak şartıyla yemesi, içmesi, çalışması, uyuması, kısacası bütün hareketlerini ibadet hükmüne geçirmesidir.
Peygamberimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifinde: “Namaz dinin direğidir” buyurmuştur. Namazı terk etmek, kılmamak büyük günahtır. Peygamberimiz, kıyamet gününde hesabı sorulacak ilk amelin namaz olacağını bildirmiştir. (Devam edecek)