1980 darbesinin üzerinden 32 sene geçti. 28 şubattan bu yana 15 sene .

Daha öncesine gitmeyelim gittikçe , buradaki basit bir yazı kitaba dönüşür.

Şimdi deniyorki 1980 darbesindeki 170 ton altın nerede?

Şimdi deniyorki 28 şubatın maliyeti 300 milyar dolar .

Önce altını soralım ? 170.000 kg altın bugün dolar olarak değeri; 280.661.500.000 Usd . Bu ekonomiye olan maliyeti değil .Ortadan kaybolan miktar.

300 milyar usd ile 280 milyar usd ne kadar yakın değilmi birbirlerine ?

Bir memurun zimmet davası olur 100 tl den ceza alır. Meşhur baklava hırsızı hapis cezası alır. Devletin malı deniz de yemeyen domuz misali , 170 ton kaybolan altın, 32 sene sonramı söyleniyor ? Akıl alacak bir işmi ? envanter kaydı güvenlik görevlisi oranın müdürü amiri memuru nerede bunlar yahu ? Size yetimin hakkını emanet etmedikmi ? Hepinizi kurşuna dizdilerse diyecek birşey yok. Hala yaşıyorsanız bugüne kadar sesinizi çıkarmadıysanız kimler nasıl yemlendiyse sizde nasibinizi aldıysanız yada almadıysanız ,Cümlenizin Allah belasını versin ! O günden bugüne devlet büyüklerinindemi hiç haberi olmadı ? yada vardıda sus payımı verildi? Bir japona bu altınların sorumluluğu verilse ve çaldırsa devletimin malına sahip çıkamadım diye hiç düşünmeden harakiri yaparak öldürür kendisini ! Sanki yunan askeri işgal etti de yakıp yıktı ortalığı !

  

Ülkemizde denetim mekanizması öyle acayip birşeyki daha düne kadar kurumlar , kendilerine ayrılan yıllık bütçeyi bitirmek için en lüzumsuz harcamalarla yıl sonlarını dolduruyorlardı. Bir çok kişi aralık ayında zengin oluyordu . Ocak ayına devir değil ,hazineye geri gider diye bunları yapıyorlardı . Şimdi kalktı şükür.

Buradaki ana gündem , hırsızlık . baklava değil ,ev işyeri soymak ,sigorta şirketini dolandırmak değil . Resmi olarak kravat takılarak ve silahları kuşanarak ,ama silah kuşanırken arazi şartlarında değil ,tören elbiseleri ile gayet yakışıklı mağrur birşekilde kafalar erkek hindi gibi kabararak ,postallar parlatılarak ,silahlar meneviş boya atılarak simsiyah hacerülesved taşı gibi yapılarak , toza toprağa dağa değil , Ankaranın en güzel en işlek caddesi trafiğe kapatılarak ,artistlik zamanı deyip belkide fiyakayı bozar deyip hafif olsun diye boş silahla boşaltılmış caddelerde racon kestiler . Neyle peki ? Akşamdan hanımlarının değil de terzi askerlerin jilet gibi ütülediği üniformalarla , askerimin parlattığı rugan ayakkabılarla . Bu raconu , kendi halkına kendi insanına hazinedeki emtiaya çökmek için. Artistliğin ve fravun duyguların tavan yaptığı o anlarda , saat 5 te rap sesini duyurmak için olanca hızıyla yere vur diye emir verip seslerinden zevk aldılar . Karşısında güç yok çünkü. Karşısı dedikleri yerde ait oldukları yer. O gün milletin ezildiği ve karşılarında jilet gibi üniformalarla hava atma zamanıdır. Belli zaman sonra sivilleşme başlamalıdır ve bu oyun hep böyle olmuştur. Ama önce çankaya ya bir çıkmalı firavunluk ruhunu bir tatmin etmeli. O tadı ve yetkiyi silahların gölgesinde aldıktan sonra ,kanunun olmadığı anayasanın sadece yazıdan ibaret olduğu bir dönemde kendiside anayasa yapması gerekiyor ya (!). Bunu halk yapacak tabi. Demokrasiden anlamayan , anlamasına fırsat verilmeyen yada partilerin hizipleşme , düşman olarak algılatılan bir sistem içinde demokrasiyi ben kurarım diyerek birde referandum yapalım aradaki 3 sene 170 tonu yürütmeye yeter ve 32 sene kimse bundan söz bile etmeye cesaret edemez anlayışı var. Referandum sonucu %98 gibi gayet ezici bir halk tarafı (!)ile kabul edilsede , şeffaf zarfların evet ve hayırların net bir şekilde görünmesi korkunun sürü psikolojisi oluşturmasının ürünüdür. Darbe yaparsan kahraman ,yapamazsan vatan hainisin çünkü. 32 yıl sonra 170 ton ancak sorulabiliyorsa , bu zamana kadarda bu psikoloji hakimmiş demek. Hırsızlık cezası sadece baklavacılara aitmiş. Gelen siyasilerde üniformalı rugan ayakkabıların menevişli silahlardan korkmuşlar demek.

Ama birileri düşündü düşündü .. . Rica etti elinden silahı aldı ve bir baktıki şarjör boş . Cebinden 7.62 lik mermileri çıkarıp ,şarjörü doldurup hadi bakayım sizin göreviniz şu dağdaki eşkiyaları temizlemek , bir daha üniformaları bayramda giyin,çek kamuflajları dedi ve gönderdi. 

Ve sonra , Askerlik yan gelip yatma yeri değildir dedi .Bu söze kızıp sosyal paylaşım sitelerinde uçuşanlara ve bunu dillendiren bazı siyasilere sormak lazım . Askerlik yan gelip yatma yerimidir ? 

- - - -