Alman Federal İçişleri Bakanlığı kamuoyunda büyük tartışma meydana getiren 'Kayıp aranıyor' kampanyasına yönelik eleştirilere kulak asmayarak sürdürdüğü kampanyaya Dortmund'dan başka bir bakış açısı geldi. Kayıp kampanyasında insanlar uzun süre görmedikleri Müslüman komşularını belirli yerlere ispiyonlamak zorunda bırakılırken Dortmund Büyükşehir Belediyesi, komşuluk ilişkilerine Mevlana'nın penceresinden bakma düşüncesinde. 'Eğer herkes kendi kalbine bakarsa bu şehirde görmediği için gizli kalmış bir komşusunu bulabilir. Bu komşu ile yeniden iyi ilişkiler kurabilir. Şehirlerde barış içinde yaşamak istiyorsak bu gizli komşularımızı arayıp onlarla sevgiye dayalı ilişkiler kurmakla yükümlüyüz.' dedi. Sanırım bu manada festival gerçek hedefine ulaştı. Almanya'da Müslümanlara özellikle de Türklere yönelik olarak her gün yeni bir gündem var nerdeyse. Aşırı sağcılar son zamanlarda Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti'nin önemli şehirlerinden olan Dortmund'da büyük gösteriler yaparak burayı adete mesken edinmek istiyorlardı. Bu yıl da 1 Eylül Dünya Barış Günü'nün fırsat bilerek yapmak istedikleri gösteriye emniyet izin vermedi. Federal Anayasa Mahkemesi'nin bu yasağı onamasından sonra hevesleri kursaklarında kaldı. Bunlara nispet güzel şeylerde oluyor. Tam bu tartışmaların ortasında Dortmund Ana Kent Belediyesi'nin organize ettiği 'Merhaba Heimat' Türk Kültür Festivali başladı. Festivalin açılışı şehrin en önemli mekanlarında birisi olan Dortmund Konser Salonu'nda yapıldı. Uyum meclisi başkanı Adem Sönmez, 'Bu gibi toplantılar şehrin kabul gören yerlerinde yapılıyorsa o zaman biz eşit haklarla buradaki toplumsal hayata katılma noktasında bir adım daha attık demektir.' demesi çok anlamlı olsa gerek. Dortmund Kültür Dairesi Başkanı Jörg Stüdemann ise, Türk insanı ve sanatının şehrin bir parçası olduğunu ifade etti. Belediyenin kültür dairesinin ev sahipliğinde bu yıl ikincisi organize edilen festival Mevlana'nın 'Aşkın Nefesi' eseri ile başlaması ise ayrıca bir önem taşıyor. Açılış töreninde konuşan Stüdemann, Mevlana'nın eserleri ve düşünceleri ile bir çok insana ilham kaynağı olduğunun üzerinde durdu. Konuşmasına Türkçe olarak 'hoş geldiniz' 'İyi akşamlar' gibi Türkçe kelimelerle başlayan Stüdemann, açılışı neden Mevlana ile yaptıklarını anlattı. Mevlana'nın derin hoşgörü ve sevgisinden söz eden Stüdemann, “Düşünceleri şiirleri bugünde birçok insana ilham olmaktadır. Festivalin başına Mevlana'nın eserini koyuyoruz ki bizim için asıl önemli olan hayatın özünü düşünelim hatırlayalım. Bugünden ebediyete uzanan bağlantıyı akılda tutalım. Çünkü para için ne kadar çalışsak da hakimiyet için ne kadar uğraşsak da biz insanlar gönlümüz yoksa sevgiyi hissetmiyorsak o zaman insan olamayız. Bu ana fikirde buluştuk.' diyor. Böyle programlar sanırım iki toplum daha da yaklaştıracak. Bu yakınlaşmayı istemeyen bazı çevreler ve gruplar olacak elbette. Onlara inat biz işbirliği içinde olmamız lazım. İsterseniz sözü Stüdemann'ın Mevlana'dan aldığı sözle bitirelim 'Eğer şehirlerde barış içinde yaşamak istiyorsak gizli komşularımızı arayıp onlarla sevgiye dayalı ilişkiler kurmakla yükümlüyüz.' hepimizin buna ihtiyacı var sanırım.
- - - - -