Ne zaman tükenir bir insan?
Ne zaman dönüşü olmayan bir yola girer?
Ne zaman bütün her şeyini kaybetmiş sayılır?
Eşini kaybettiğinde mi,annesini,babasını ya da evladını kaybettiğinde mi?

Sabrını tüketmiş insanların çığlıkları yankılanıyor Orta Doğu’da..Annelerini kaybeden evlatların,evlatlarını kaybeden babaların feryatlarını işitiyoruz yalnızca kulaklarımızla;Ne yazık ki kalbimizle değil.
Sanırım bu akşama kadar bende yalnızca kulağıyla işitenlerdendim;O babanın feryadını duyana kadar..Lanet ve sinsi sahir gazının koynunda,uykusunda,canını vermiş 5-6 yaşlarında ufacık yavrusunun cansız bedenini tutuyor,ağlıyor ve bir yandan da şu cümleleri sarf ediyordu;Bu küçük yavru ölmeden önce ne söyledi biliyor musunuz?Yatmadan yemeğini götürdüğümde babacım bu akşam yemek sırası bende değil,ben dün yemiştim,Bugün sıra kardeşimdeydi.”Bunların çevirisini okuduğumda önce kanım dondu sonra kelimenin tam anlamıyla yandı yüreğim..
Küçük bir çocuğun hayatını bir gün yarı tok bir gün aç geçirdiğini bilmek yürek sızlatırken,aç karnına öldürüldüğünü bilmek bölük pörçük ediyormuş,aklına diri drir gömülen kız çocuklarına sorulacak olan “Hangi suçundan dolayı öldürüldün?” ayeti geliyormuş,yerinde duramaz oluyormuşsun,o anda karnının tok olmasına lanet ediyor ve Ya Kahhar sıfatına sığınıyormuşsun Rabbinin..
Sahi ne zaman tükenir insan?
Evladını aç karnına uyutmak çaresizliğinin pençelerinde olduğunda mı?
Yoksa aç karnına katledildiğine şahit olduğunda mı?
O baba tükenmiş miydi peki?Hayır,kahrolmuştu ama tükenmemişti;17 yaşındaki kızı Esmayı uğurlamak için cenaze namazına katılamayan Muhammed Biltacı’nın mektubunda hissettirdiği kadar vakurdu.Güçlü bir sesle bağırıyordu:Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir ayetini.İsyan değil iman vardı.İşte o zaman anladım kaybedenin o olmadığını.
Bir insan masum çocukların koynuna sinsi bir gaz suretine bürüdüğü ölümü sokacak kadar esfel-i safiline düştüğünde,zulmettiğinde,zılmün yanında olduğunda;Kısacası insan olmayı kaybedip,yitirdiğinde tükenirmiş..
Sivil,kadın,çocuk,yaşlı demeden insanların adice katledildiği bu dünyada yaşamaktan utanıyorum.Böyle bir katliama sessiz kalanlarla aynı türde,insan,olarak adlandırılıyorum ya işte o zaman da insanlığımdan utanıyorum..
Yalvarırım artık SUSMAYIN!
Ağlamıyorsanız da gülmeyin
Sokağa dökülmüyorsanız saatlerce DUA edin
Siz müslümanlar;
Kardeşlerinizin dertleriyle dertlenin
Ve siz inanmayanlar;
İnsan olmanız hasebiyle ortak olduğunuz bu canlar için insanlığınızı konuşturun;
Zulme karşı çıkın,karşı çıkmayacaksanız da zulmün yanında saf tutmayın.
Çünkü artık vakit;İNSANLIK İÇİN DİRİLİŞ VAKTİDİR.