PEKİ AK PARTİ BU DURUMDA NE OLMAYA ÇALIŞMAKTADIR.

Hayır?? Esasen,  burada sorulacak başat soru şudur. Ak parti sebep midir, sonuç mu?!!



Bu soru; yukardaki tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde Ak Partinin bu hali ile, ‘SİYASİ BİR PARTİ’ olmaktan çok uzak olduğunu söyleyebilmek için kahin olmaya gerek yok!..Ak Parti, kurucusunun partinin başında kalması şartına bağlı bir sosyal olaydır.

                      

Siyasi partiler/fikirler(Hassaten düşünceler..) uzun ömürlü olur veya olmalıdır. Sosyal olaylar ise geçicidir. Yeni bir sosyal olay eski sosyal olayı hemen unutturur ve yeni sosyal olay veya olgu gündemi işgal eder. Siyasi partiler yeni sosyal olgulara yön verebildiği ölçüde hayatiyetlerini sürdürebilirler. Buna yön veremeyenler ise sosyal bir olgu olmanın gerçekliği ile toplumsal hafızadaki o mümtaz yerlerini alırlar.



Ortadoğu’da yaşananları da iyi okursak; Ak Parti “sadece sosyal bir olgu”  olmaktan bir an önce kurtulmalıdır. Muhafazakar Demokrasi söylemi, bu haliyle bile Ak Parti’ye dar gelmektedir. Sayın Yalçın Akdoğan hiç olmazsa ‘11’ sene sonrasını’ hayal ederek düşünce üretse iyi olur, kanısındayız.



Zira sosyal olgular ne kadar fazla kişi tarafından paylaşılsa ve hata toplumun tamamı tarafından dile getirilse bile sonuç itibariyle sosyal bir olgudur. Yeni gelişmeler bu olguyu anında tedavülden kaldırabilir. Bugüne kadarki bir takım siyasi gelişmelerin bir şekilde Ak Partinin lehine olarak ‘yarım kalması’, bundan sonra böyle bir gelişmenin olmayacağı anlamına gelmez. Bu siyasi gelişmeler Ak Partiyi tamamen ortadan kaldırmasa bile en azından tabanının önemli sayılabilecek bir bölümünü götürür. İdeoloji olmayınca aidiyet duygusu da pek gelişmez. Sine qua non..



Not: Ak Parti neden yol , baraj ve köprülere yükleniyor..  Ak Parti’nin hukuk analındaki ‘yani kodifikasyon’ faaliyetleri üzerinde ayrıca durarız.









- - - -