Her ay belirli aralıklarla bir çocuk istismarı yahut tecavüz haberi duymaktan bıkmadınız mı?
Ben bıktım,bezdim ama en çok utandım... Neden mi utandım? İnsanlığımdan!
Haziran ayının başlarında 16 yaşındaki E.A adlı kız çocuğuna 2 yıl önce cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla 5 uzman çavuş hakkında soruşturma başlatılmıştı.Bu 5 askerin mahkemeye sonunda serbest bırakılması toplum tarafından tepkiyle karşılanınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin olaya sessiz kalmayacaklarını açıklamıştı.

Ardından Mardin-Şırnak hattında yaşanan bir dramı haber yapmıştı Hürriyet gazetesi yazarı Gülden Aydın.Habere göre;14 yaşındaki erkek çocuk A;2012 Kasımında yurt yöneticisi H.K tarafından tecavüze uğradı. 2013 martına kadar tecavüz devam etti.Tecavüz gecelerinden sonra bitkinlik ve oturma güçlüğü nedeni ile okula gidemeyen A’nın devamsızlıklarını öğrenen ailesi oğullarının kaldığı yurda geldi.Ailesinin çabaları sonucunda A;yurt yöneticisi H.K’nın kendisine tecavüz ettiğini,korkudan ses çıkaramadığını ve ölmek istediğini anlattı. Bunları öğrenen anne önce savcılığa sonra Devlet Hastanesine gitti.Tecavüz teşhis ve rapor edildi. Bunun üzerine H.K tutuklandı. Midyat ağır ceza mahkemesinde nitelikli cinsel istismar ve darp suçundan yargılanıyor. (Kaynak, Hürriyet)

Temmuz ayında ise 11 şüphelinin,14 yaşında bir mağdurun olduğu,içinde uyuşturucu ve tecavüz geçen bir ağır ceza duruşmasını öğrendim.Mağdurun avukatının yaptığı açıklamalardan.

Yine Temmuz ayında 16 yaşındaki G.H’ye 3 kişinin 44 gün boyunca tecavüz ettiği haberi gündemdeydi.%76 özürlü raporu bulunan G.H’nin tecavüz zanlıları serbest bırakıldı.Bakan Şahin bu duruma “Balıkesir Edremitteki tecavüz vakası ile ilgili olarak Aile Bakanlığı Hukuk Müşavirliğimiz sabahtan bu yana yoğun şekilde çalıştı.Aile Bakanlığı Hukuk Müşevirliğimiz davaya müdahil olarak zanlıların tutuksuz yargılanmasına itiraz etti” diyerek bir açıklama yaptı.

Ağustos ayının başlarındayız ve bir çocuk tecavüzü haberi daha duyduk.Bu sefer yer Başkentti mağdur ise 5 yaşındaki bir çocuk;Bu leş kargalarıyla dolu dünyada henüz 60 aydır bulunan bir çocuk..Stajyer öğretmenliğini yaptığım o masum gözlerle aynı bakan,belki 10’a kadar saymayı bile bilmeyen masum bir zihin..
Eğer mazlum ya da zulme karşı çıkan taraf değilseniz,zalimlerin safındasınızdır der arkadaşım Durmuş Ongun.Bizim  de topyekün karşı çıkmamız gerekiyordu bu zulme. Bazı şeyleri tabu saymayıp,konuşmaktan utanmayıp,yürekten bir çığlık koparmamız gerekiyordu literatürlerde tacizci,tecavüzcü diye geçen hayat hırsızlarına karşı.

Kimimiz karşı çıktı,kimimiz ben sesimi çıkarırsam ne değişecek diye köşesine çekildi,kimimiz ne düşüneceğine,neye inanacağına şaşırdı belki de bu zulümleri duymaya dayanamadı.Ama ben artık duramadım,bana öğretmenim diye bakarken parlayan o gözlerden birinin ışığını umarsızca söndürebilen o pisliklere karşı sessiz duramazdım. Bir çığlık koparmak istedim belki de bir feryat.Zulme karşı çıkmak için yazdım bu yazıyı; İçimizdeki bu zulmü seyredenlere bir tavsiye,bu zulme maruz kalanlara destek ve zulmedenlere LANET olması için yazdım.İçim yana yana yazdım,dua ede ede yazdım..
Affedin bizi çocuklar; çıkaramadığınız sesiniz olamadığımız için,
Bizim konuşmayı kaldıramadığımız o zulmü size yaşatanların serbest kalmasına yalnızca seyirci kaldığımız için,
Maruz kaldığınız bu kötülükleri konuşulmaz tabulardan sayıp, YETER diyemediğimiz için,
Bu tümden insanlıktan çıkmış mahlukların nefes almalarına ve başkalarının canlarını yakmalarına müsaade ettiğimiz için,
Yaşamaya hakkınız olan o pırıl pırıl hayatı size sunamadığımız için,

AFFEDİN BİZİ ÇOCUKLAR..