Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinden doğup Uşak, Denizli ve Aydın'dan geçerek Ege Denizi’ne dökülen 584 kilometre uzunluğundaki Büyük Menderes Nehri, kuraklık ve kirlilik dolayısıyla can çekişiyor. Ege’nin can damarı olan nehirdeki kirlilik, Afyonkarahisar, Uşak, Denizli ve Aydın’daki birçok sanayi tesisinin atıklarını arıtmadan nehre deşarj etmesinden dolayı giderek artıyor. Yeraltı su kaynakları kullanmak için açılan kuyuların ardından son yıllarda giderek etkisini artıran kuraklık nedeniyle, nehirdeki su seviyesi giderek azalıyor.
Uzun yıllar ortalamasının altına düşen yağış miktarı, bereketli toprakları ile ülke ekonomisine girdi sağlayan Menderes Havzası’nın Büyük Menderes Nehri'nde adacıklar oluşmasına neden oldu. Sulama sezonunda sıkıntı olmaması ve sezonun en az kayıpla atlatılabilmesi amacıyla bir takım önlemler alındı. Baraj kapaklarının kapanmasının ardından Büyük Menderes Nehri’nde de su debisi düştü. Nehirde dibe vuran su seviyesi, bölge genelinde üreticiler arasında endişe oluşturdu.
“20 yıldır su seviyesi azalıyor”
Ege’nin can damarı Büyük Menderes Nehri’ndeki gelişmeleri yakinen takip eden Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, bölge insanını bekleyen tehlikeyi gözler önüne serdi. Bölgedeki verimli arazilerin oluşmasında nehrin büyük bir rol üstlendiğini kaydeden Kesici, “Büyük Menderes Nehri bulunduğu havzada tarıma, saniye, turizme katkı sunmasından yanı sıra taşımış olduğu alüvyonlar vasıtasıyla da verimli ovaları oluşturmaktadır. Fakat tarımda neredeyse yüzde 79’a varan, sanayide ise yüzde 21’e varan su kullanımı söz konusudur. Son 20 yıl içerisinde nehirdeki su seviyesi giderek azaldı. Elbette bu azalmada kuraklığında katkısının bulunmasının yanı sıra aşırı su kullanımı da vardır. Neredeyse bölgede yılda 4 mevsim ürün yetiştirilebilecek bir durum vardır. Bölgede aşırı su isteyen bitkilerin üretimine halen daha devam edilmektedir. Örneğin pamuk ve yonca gibi. Su zaten az olmasına rağmen bu bitkilerin ısrar edilmesi, 4 mevsim ürün yetiştirilmesi Menderes Nehri’nin kurumasına neden olmuştur. Halen daha vahşi sulama devam etmektedir. Örneğin Aydın kesiminin nehrin bulunduğu bölgelerde bugün tamamen su çekilmiş vaziyettedir. Nehir boyunca çok sayıda oluşan savaların yönlendirilmesiyle suyun ulaşamaması da doğal bir durum olarak karşımıza çıkmakta” dedi.
“Büyük Menderes yoruldu”
Büyük Menderes Nehri’nin bilinçsiz açılan kuyular, kuraklık ve kirlilik nedeniyle yorulduğuna vurgu yapan Dr. Kesici, şu uyarılarda bulundu:
“Burada üzücü olan en önemli faktörlerden bir tanesi Menderes çevresinde sondajların aşırı bir şekilde yapılmasıdır. Halen daha yer altındaki suya ulaşmak için 50, 10 ve 40 metre derinliklere gidilmesi, birçok yerde sondajla suyun çıkmaması tehlikenin işaretidir. Zaten yer altı sularımız tamamen bitmese de çok azalmış bir durumdadır ve yer altı sularımız bizim cankurtaranlarımızdır. Eğer biz su bütçesini koruyamazsak çok ciddi sorunlarla karşılaşacağız. Bu nedenle suyun yönetimiyle ilgili akılcı ve bilimsel çözümlere başvurulması gerekecektir. Doğayı biraz dinlendirmemizde fayda vardır. Büyük Menderes’in dinlendirilmesi ve ürün yetiştirilmesinde daha az su isteyen bitkilere doğru yönelinmesi şarttır. Yoksa Büyük Menderes’i çok büyük kuraklık, kirlilik ve bölgede açlık, kıtlık, sağlık konusunda çok ciddi sorunlar olabileceği gibi aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin azalması da yaşamı zorlaştırma nedenlerindendir.”