Pamukkale Üniversitesi Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Gençlik Buluşması programına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte Denizli Valisi Ali Fuat Atik, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, AK Parti Denizli Milletvekilleri Şahin Tin, Nilgün Ök, Cahit Özkan, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Merkezefendi Kaymakamı Dr. Adem Uslu, Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki, AK Parti Denizli İl Başkanı Yücel Güngör, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ın gerçekleştirdiği konuşma ile devam etti.
Rektör Kutluhan: “Sayın Bakanımızı Üniversitemizde ağırlıyor olmak, kuruluşunun 30. yılını kutladığımız 30 yıl 30 Tema Etkinliklerimizin bizler için en büyük teması oldu.”
Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan konuşmasında şunları kaydetti: “Sayın Bakanımız, dış politikamızdaki yoğun gelişmelere rağmen Pamukkale Üniversitesine gelmeniz bizlerle, öğrencilerimiz ile burada beraber olmanız bizleri çok mutlu etmiştir. Gördüğünüz gibi Üniversitemiz sizi aşkla beklediğini salondaki bu kalabalık ile gösteriyor. En önemlisi bu hafta Üniversitemizin kuruluşunun 30. yılı münasebeti ile düzenlediğimiz 30 yıl 30 Tema Etkinlikleri ile kutluyor olmamız. Sayın Bakanımızı Üniversitemizde ağırlıyor olmak ise bizim için temaların en büyüğü oldu. Bakanımıza tekrar hoş geldiniz diyor, teşekkürlerimi sunuyorum.”
Bakan Çavuşoğlu: “Bu dönemde bizim ilham kaynağımız gençler. Siz gençlerin hayallerinden, memleket sevdasından, enerjisinden, vizyonundan bizler çok ilham alıyoruz.”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun konuk olduğu Gençlik Buluşması programı kapsamında düzenlenen İlk Ders “Girişimci ve İnsani Türk Dış Politikası” adlı etkinlikte yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Bugün Denizli’de Denizlili hemşerilerimizle farklı programlarda bir araya geldik. Bu program çerçevesinde bugün Pamukkale Üniversitesinde bulunmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Sevgili Rektörümüze ve Denizli ÜNİAK’a bu programı düzenledikleri; öğrenci kardeşlerimize özellikle bizim toplantımıza katıldıkları için çok teşekkür ediyorum. 30. yılınız kutlu olsun! Üniversitemizin özellikle şehirle, Denizli halkı ile kaynaştığını da görüyorum. Halkla kaynaşmayan, bütünleşmeyen hiçbir kurum başarılı olamaz. O nedenle Rektörümüze, Üniversite Yönetimimize ve çok kıymetli hocalarımıza ve öğrencilerimize teşekkür ediyoruz. Bugün dış politikalarımızın önceliklerini sizlere anlatmaya çalışacağım. Dış politikamızı tanımlamak için ilkelerini belirlemek için sahada yaptığımız çalışmaların sebeplerini iyi açıklayabilmemiz için öncelikle dünya nerede nereye gidiyor, nasıl değişiyor bunları gözlemlememiz lazım, analizini iyi yapmamız lazım. Tespitlerde bulunup ona göre politikayı kurgulayıp sonra sahada ve masada uygulamak lazım. Bugün baktığımız zaman dünyada belirsizlik çağının olduğunu görüyoruz. Geçmişte geçiş dönemlerine baktığımız zaman, bunların çok daha uzun olduğunu görüyoruz. Örneğin Bratislava Barış Anlaşması’nın imzalanmasının ardından kurulan süreç 150 yıl sürmüştür. Viyana Anlaşması ile kurulan sistem ise Birinci Dünya Savaşı’na kadar bir asır sürmüştür. Yine 1945’ten İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan sistem, 1989 yılında soğuk savaşın bitimine kadar yarım asır sürmüştür. Soğuk savaşın yarattığı iki kutupluluğun sona erdiği dönemden sonra başlayan süreç çok kısa sürdü. Yani belirsizlik şu anda dünyada hakim. Eskiden sistemler vardı, şimdi sistemsizlik hakim. Her şey o kadar çabuk değişiyor ki bu değişime nasıl ayak uyduracağız? Bir taraftan geleneklerimizden bahsediyoruz, bunları korumamız lazım ama bir taraftan da yeniliklere kendimizi adapte etmeye çalışıyoruz. Teknolojideki yenilikleri ne kadar yakalayabiliyoruz? Hepimiz zorlanıyoruz, sürekli elimizdeki cihazları değiştiriyoruz. Kaldı ki, şu an elimizdeki cihazlar, telefonlar içindeki güç geçmişte uzaya fırlatılan sistemin içindeki teknolojiden çok daha fazlasını kapsıyor. Ona rağmen yetişmekte zorluk çekiyoruz. Bu dönemde bizim ilham kaynağımız gençler. Siz gençlerin hayallerinden, memleket sevdasından enerjisinden, vizyonundan bizler çok ilham alıyoruz.
Bakan Çavuşoğlu “Taktik ne istediğini bilmek, strateji ise niye istediğini bilmektir.”
“Neorealist okulun önemli temsilcilerinden Kenneth Waltz, günümüzdeki devletleri aynı anda farklı yönlere hareket eden bilardo toplarına benzetmektedir. Birbirinden farklı dinamikleri olan süreçleri aynı anda yönetebilmek bugün artık bir zorunluluk. Diplomasiyi, zamanı yönetebilmek için strateji ve taktiği birlikte kullanmamız gerekiyor. Taktik ne istediğini bilmek, strateji ise niye istediğini bilmektir. İkisi birlikte kullanılmazsa yönünüzün dışında kaldığınız gelişmelerin belirlenmesi kaçınılmaz olur. Günümüzde bunu zamanın hızlı akışına göre de ayarlamak gerekiyor. Bu dönemde değişimi yakından takip etmek için iyi analiz etmek ve kendimizi uyarlamamız adeta bir zorunluluktur. Aksi takdirde yönümüzü tayin etmekte zorlanırız. Avrupa’nın ortasında savaş devam ediyor. Bu savaş küresel dinamikleri de etkiliyor. Büyük güç mücadelesi sadece bizim bölgemizde değil, dünyanın her yerinde keskinleşti. Asya, Uzak Doğu gibi dünyanın diğer bölgelerinde de bu güç mücadelesi keskinleşti. Bu mücadelenin yansımalarını da artık küreselleşen dünyada bölgesel düzeyde görmüyoruz, dünyanın her yerinde görüyoruz ve hissediyoruz. Geleneksel büyük güçlerin etki kaybettiğini yeni güçlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu yeni güçlerin bazıları eskiden Çin gibi ekonomik güçtü. Bugün çok sayıda sınırlamalarla mücadele ediyoruz. Salgın, iklim değişikliği, göç, terörizm enerji ve gıda krizleri insanlığın ortak sorunudur. Mevcut uluslararası sistem bunlara yanıt verememektedir. Bunların çözümü olarak her kurgulanan kural temelli sistemin ne olduğu konusunda bile artık bir mutabakat yok. Bazıları kural temelli diyor, bazıları da kanun temelli dünya diyor. Uluslararası örgütler, uluslararası sözleşmeler, mahkemelerin oluşturduğu içtihatlar var. Dolayısı ile bir mutabakatın olmadığını görüyoruz. Bu ortamda sisteme baktığınız zaman maalesef bu zorluklara rağmen dayanışma yerine rekabet hakim oluyor. Tabi böyle dönemlerde, sağduyu diyalog ve diplomasiyi öne çıkaran aktörlere ihtiyacımız var. Türkiye olarak bugün bizim de yapmaya çalıştığımız bu. Statik gelişmeleri izleyen bir Türkiye yok artık. Gelişmelere yön veren bir ülke olduk. Doğudan batıya ülkemizi ilgilendiren kritik meselelerde Türkiye’yi herkes ana aktör olarak görüyor.”
Bakan Çavuşoğlu: “Her sene üniversite öğrencilerimize, Bakanlığımızda staj imkânı tanıyoruz. Bugünkü hizmetlerimizin sizlerin geleceği olduğunu biliyoruz.”
Konuşmasının devamında her yıl aydınları, siyasetçileri, gazetecileri, öğrencileri bir araya getiren Antalya Diplomasi Forumunun ikinci yılında bir dünya markası haline geldiğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu şunları ifade etti: “Antalya Diplomasi Forumuna Pamukkale Üniversitesinden arkadaşlarımız da katıldılar. Seneye inşallah 8-30 Nisan tarihlerinde öğrencilerimizi bekliyoruz. Öğrencilerimize önem veriyoruz, sadece gelip dinlemeleri için değil, onlara görevler de veriyoruz. Yabancı heyetlere eşlik ediyorlar, onlarla sohbet ediyorlar, panelleri dinliyorlar, dolayısıyla güzel sorular da soruyorlar. İki yıl içindeki dünyadaki en önemli, en saygın platformlardan bir tanesi haline geldi. Her sene üniversite öğrencilerimize Bakanlığımda staj imkânı tanıyoruz. Cumhurbaşkanlığına başvuruluyor, bizim bakanlığı talep edenler oradan gönderiliyor. Tabi tamamen mümkün değil, geçen yıl 10 bin başvuru olmuş ve buradan bize gelen arkadaşlarımızla da ben tüm gruplarla oturdum sohbet ettim. Yemek yediğimiz gruplar da oldu. AB Başkanlığımız, Ulusal Ajansımızın biliyorsunuz Erasmus programları var. Yurtdışına öğrenci gönderiyoruz, eğitim imkânlarından faydalandırmaya inşallah devam edeceğiz. Bugünkü hizmetlerimizin sizlerin geleceği olduğunu biliyoruz.”
Programın son kısmında öğrencilerden gelen sorular Bakan Mevlüt Çavuşoğlu tarafından yanıtlandı.