Tıbbi ürünler her zaman için en çok ihtiyaç duyulan ürünlerin başında gelir. Bu alanda faaliyet gösteren Covidien ve Baxter gibi markalar tıbbi ürünlerin geliştirilmesi ve üretilmesi konusunda dünya liderleri olarak kabul edilirler. Ülkemizde Onno Medical kalitesi ve güvenilirliği ile ulaşma imkanı bulunan Covidien ve Baxter ürünleri, hasta sonuçlarının çok daha iyi noktalara taşınması amacıyla tasarlanarak üretilir.
Covidien tarafından üretilen ve dağıtılan cerrahi cihazlar ve sarf malzemeler metabolik, genel cerrahi, jinekoloji, fıtık tamiri, üroloji, torasik ve spor cerrahisi dahil olmak kaydıyla çeşitli cerrahi dallarda gerçekleştirilen açık ve minimal invasive işlemlerde kullanılabilir.
Baxter’ın temel önceliği ise daha kişiselleştirilmiş ve daha akıllı bakım sağlayan ve dönüşüm getiren yeniliklere imza atmaktır. Bu bağlamda bakım verimliliğinin sağlanmasına, bakım sonuçlarının iyileştirilmesine, evde, hastanede ve alternatif ortamlarda bakıma erişimi genişletmeye odaklanır.
Baxter özellikle genişletilmiş hemodiyaliz ve uzaktan hasta yönetimi tedavilerine ciddi düzeyde katkı sağlamaktadır. Baxter, akut ve kronik diyaliz tedavileri dahil olmak üzere steril IV solüsyonları, infüzyon sistemleri ve cihazları, parenteral beslenme tedavileri, inhale anestezikler, jenerik enjekte edilebilir farmasötikler, cerrahi hemostat ve sızdırmazlık ürünleri gibi çeşitli alternatifler içeren geniş bir temel sağlık ürünleri portföyü sunar. Şirketin küresel ayak izi ve ürün ve hizmetlerinin kritik yapısı, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetlerine erişimin genişletilmesinde kilit bir rol oynamaktadır. Baxter'ın dünya çapındaki çalışmaları, hasta bakımını mümkün kılan yeni nesil sağlık hizmeti yeniliklerini ilerletmek için şirketin tıbbi atılımlardan oluşan zengin mirasına dayanmaktadır.
Baxter ürün kategorisindeki ürünlerden biri olan Prismaflex® System M150, sürekli sıvı yönetimi ve renal replasman tedavileri sağlamada yalnızca PRISMAFLEX Kontrol Ünitesi ile kullanım için endikedir. Sistem, akut böbrek yetmezliği, aşırı sıvı yüklenmesi veya her ikisi birden olan hastalar için tasarlanmıştır.
Baxter Kaliteli Diyalizör Ürünleriyle Dünya Lideri
REVACLEAR Diyalizör Teknolojisiyle üretilen diyalizörlerde üç katlı membran vardır. REVACLEAR, Albümin ve diğer benzer büyüklükteki moleküller gibi önemli proteinleri korurken üre gibi kritik üremik toksinleri uzaklaştırmak için tasarlanmıştır. Küçük moleküler ağırlıklı moleküllere ek olarak, REVACLEAR Diyalizör'ün zarı, Beta-2 Mikroglobulin'e benzer boyuttaki orta moleküllerin büyük bir kısmını ortadan kaldırır. REVACLEAR Diyalizör buhar sterilizasyonu kullanır; E-ışın veya EtO ile asla sterilize edilmez. REVACLEAR, Baxter’ın bugüne kadar ürettiği en başarılı diyalizör olarak kabul edilir.
Hemodiyaliz sürecinde diyaliz makinesi ve diyalizör yardımıyla kanın temizlenmesi sağlanır. Hemoliz genellikle doktorların, hemşirelerin ve diyaliz teknikerlerinin gözetiminde hastanelerde ya da özel diyaliz merkezlerinde uygulanır. Bu aşamada diyaliz makinesi kanı pompa aracılığıyla vücuttan alır. Esnek kan setlerinden ve diyalizörlerinden geçirerek yeniden döndürür. Heparin verilmesi veya serumla yıkama işlemi sayesinde kanın pıhtılaşması önlenir.
Diyaliz cihazı içinden kan geçen ve fazla sıvılarla atık maddeleri uzaklaştırmaya yarayan özel bir filtre olarak görev yapar. Diyaliz makinesi tarafından hazırlanan ve diyalizat olarak da bilinen özel bir solüsyon yardımıyla diyalizör kanın temizlenmesini sağlar. Kanın temizlenmesinden sonra makine tarafından vücuda geri gönderilir. Genellikle haftada üç seans şeklinde gerçekleştirilen hemodiyaliz seanslarının her biri yaklaşık 4 saat sürer.
Diyalizör Kanı Nasıl Temizler?
Diyaliz işlemi sırasında kanı temizleyen filtreye diyalizör denilir. Yaklaşık 20 cm boyunda ve 5 cm genişliğinde sentetik yarı geçirgen bir membrandan meydana gelen ve içinde binlerce boş tüp şeklinde lif bulunan plastik silindire diyalizör denilir.
İçi boş lifler silindirin alt ve üst ucunda birbiriyle bağlantılı olarak kan kompartmanını meydana getirir. Kan, kan kompartımanına boşluklu liflerin açık kısmından girdikten sonra temizlenir ve diğer taraftan çıkar. Diyaliz solüsyonuysa diyalizin bir ucundan girdikten sonra liflerin çevresinden akarak diğer taraftan çıkar.
Hemadiyolizde hastanın damar yolundan tüplere doğru akan kan diyalizörün bir ucuna doğru binlerce kapiller benzeri boşluklu liflere dağıtılma amacıyla ilerler. Bir uçtan giren diyaliz solüsyonu bu liflerin çevresinden diyalizörün diyalizat kompartmanında akmaya başlar.
Her bir dakika içerisinde ortalama 300 ml kan ile 600 ml diyaliz solüsyonu diyaliz içinde karşılıklı olarak ve sürekli şekilde akar. Diyalizat ile kanın birbirinden ayrılmasını sağlayan boşluklu liflerin yarı geçirgen membran sayesinde atık ürünler ile aşırı sıvı kandan diyalizat kompartmanına geçer. Temizlenen kan diyalizörün diğer ucundan çıkmakla birlikte kandan uzaklaştırılmaları sağlanan toksik maddeler ve fazla sıvıyı içeren diyalizat ise diyalizörün diğer ucundan kanın girdiği yerden çıkar. Hemodiyaliz işleminin gerçekleştirildiği sırada hastanın kanı sürekli olarak döner ve yaklaşık on iki kez diyalizörden geçer. Dört saatlik hemodiyaliz işlemi sonucunda kandaki üre ve serum keratin seviyelerinin son derece düşük bir hale gelmesi sağlandığı gibi, fazla sıvı uzaklaştırılarak elektrolit seviyelerinin düzelmesi de sağlanır.
Bununla birlikte hemodiyaliz hastada ağrıya neden olan bir tedavi prosedürü değildir. Başlangıç aşamasında hastaya kan seti bağlanırken iğnenin yerleştirilmesi esnasında hafif bir ağrı hissedilmesi olağandır.