Çivril ilçesi, Çarşı mahallesi Atatürk Caddesi üzerinde açtığı işyerinde dede mesleğini yaşatan Şerife Tombakkaya “kadayıfçılık dede mesleğimiz, dedem dedesinden öğrenmiş oğlu ve torununa öğretmiş bizde babamızdan öğrenip ata mesleğini yaşatmaya çalışıyoruz” dedi. Babasının görevi dolayısıyla Çivril’e geldikten sonra işyerini Çivril’e taşıyan şerife Tombakkaya “işyerim daha önce Uşak’taydı. 20 yıla yakın Uşak’ta kadayıf yaptık. Sonra işyerini ben devraldım. Babam Çivril’e gelince Çivril’de günlük çiğ kadayıf yapan yer olmadığını gördük bende işyerimi Çivril’e taşıdım” dedi.
Kışın hergün yazın haftada iki gün
Kadayıfçılığın unutulan bir meslek olduğuna dikkat çeken Tombakkaya “her geleneksel meslek gibi kadayıfçılıkta unutuluyor. Artık çok fazla elde taze kadayıf yapan kalmadı. Şimdi her şey fabrikasyon. Biz mesleği ve geleneği yaşatmaya çalışıyoruz. Kışın her gün yazın ise haftada iki gün kadayıf döküyoruz. Ben ve kardeşim mesleği babamızdan öğrendik, ustamız babam. Genelde kadayıfı kardeşim döker babam kontrole gelir ben satışını yaparım. Günlük ve taze olduğu için müşterimiz eksik olmaz. Paket kadayıf alternatifi olsa da dadamak tadını bilen müşterimiz bize gelir taze taze alır gider” dedi.
Kadayıf Türk mutfağının vazgeçilmezi
Kadayıfın Türk mutfağında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Şerife Tombakkaya “kadayıf Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden, çok farklı şekillerde sofrada yerini her zaman alır. Onun için tercih edilen bir ürün. Taze ve günlük olması tercih edilmesinde önemli bir etken. Kadayıf unu ve karışımı özeldir. Elde yapılan kadayıfın tadı ve aroması fabrikada yapılanlardan farklı olur” dedi.
Kullandıkları kadayıf tepsisinin dede yadigarı olduğunu ifade eden Şerife Tombakkaya “tepsimiz 300 yıllık. Dedemden kalma. Yenisi zaten yok. Beş nesildir bu tepsi dönüyor ve kadayıf pişiriyor. Allah nasip eder ömür verirse biz de kardeşimle döndürebildiğimiz kadar döndüreceğiz ve mesleğimizi yaşatacağız” dedi.