Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı Op. Dr. Muhammet İbrahimoğlu, bel kırıklarının oluşma şekli ve tedavi boyutlarını anlattı. Op. Dr. Muhammet İbrahimoğlu, “Omurgamız dikey şekildedir ve 33 tane omurdan oluşmaktadır. Bu omurlar günlük hayattaki eğilmek, doğrulmak gibi genel hareketlere izin vermektedir. Omurga kırığı olan bel kırılmaları, omurganın alt kısmında bulunan bölgenin travmatik bir kaza sonucu ya da bele ağır yük bindirilmesi halinde ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanı sıra bu kırılmalar omurga tümörleri ya da ileri yaş kemik erimesi (osteoporoz) dediğimiz durumlar neticesinde de ortaya çıkabilmektedir. Hastalarımız bize geldiği zaman öncelikle fiziki muayenesini gerçekleştiriyoruz. Sonrasında radyolojik görüntülerine (mr, tomografi, röntgen gibi.) bakıyoruz. Tedavisini ise yatak istirahatinden tutun kapalı-açık cerrahi yöntemlerini uygulayabiliyoruz. Örneğin bir hastamızda bel kırığı tespit ettiysek, bazı durumlarda hastamıza 3-4 hafta korse kullanmasını ve yatak istirahati öneriyoruz. Böylelikle normal hayatına dönebiliyor. Eğer kırık, korseyle ve yatak istirahati ile düzelmeyecek boyutta olduğunu ve omurganın yapısının değişmediğini tespit ettiysek, vertebroplasti ya da kifoplasti dediğimiz kapalı yöntem ile cerrahi yapıyoruz. Vertebroplasti halk arasında omurga dolgusu olarak bilinmektedir. Tıptaki adı vertebroplastidir. Kapalı yöntem ile yaptığımız için tamamen günübirlik yatış olmakla beraber, gün içerisinde hastalarımızı taburcu ediyoruz. 3-4 gün istirahat edildikten sonra günlük yaşantısına ve işine geri dönebiliyor. Erken dönemde hastayı yakalayabilirsek eğer, kapalı yöntemi uygulayabiliyoruz. Ama bana bir şey olmaz şeklinde düşünen hastalar, bir ay sonra da gelebiliyor. Ve bu durumda omurganın yapısı değişmiş oluyor, kapalı yöntemle ameliyat etmemiz de mümkün olmuyor. Erken dönem şart, bu tür durumlarda Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanlarına başvurulmalıdır. Bizlerde fizik muayenesi ve tahlil-tetkikleri yaptıktan sonra gereken tedaviyi uyguluyoruz” dedi.